Bizimde bir katkımız olur diye otobüs firmaların yaptığı açıklamanın virgülüne noktasına dokunmadan aynen yayınlıyorum.
Tabiki temennimiz Sektörün yaşadığı önemli sorunlara, ilgili ve yetkili kurumların kısa sürede çözüm bulmasıdır.
Aksi takdirde işleri hiç de kolay değil.
Aksi takdirde belirttikleri gibi kontak kapatma durumu onlar için kaçınılmaz olacaktır
şte açıklamaları
“Karayolu yolcu taşımacılığı sektörü tarihinin en zorlu dönemini yaşıyor.
Artık teker dönemez durumda.
Sektör bitme noktasına gelmiştir.
Sektörün gündeminde hiç istemememize rağmen kontak kapatmak konuşulmaya başlandı.
Yakın gelecekte belki de zorunlu olarak atacağımız böyle bir adımın ülkede nasıl bir zorluğa sebebiyet vereceğinin farkındayız.
Ve çıkış yolu arıyoruz.
2018 ekonomik kriziyle başlayan covid 19 pandemisiyle devam eden, bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik istikrarsızlık, sektörümüzün tahammül sınırlarının ötesine geçmiştir.
Son bir yılda özellikle yakıta yapılan zamlarla birlikte sektör komaya girmiştir.
İşletme giderlerimizin gelirlerimizin çok üstünde olduğu için ortaya çıkan zararın karşılayacak kaynaklarımız da tükenmiştir.
Söz konusu ekonomik sıkıntılarımızı aşabilmek için şirketlerimizin kendi bünyelerinde aldıkları önlemler de artık fayda etmediği ortadır.
Bağlı olduğumuz Ulaştırma Bakanlığından senede sadece 3 defa ücret tarifesi alabilirken, yakıta senede yüz defa zam yapılmaktadır.
Ne kadar çıkmazda olduğumuzun göstergesidir bu.
Otogarlarda ödediğimiz çıkış ücretleri, kiralar, köprü ve otomobil ücretleri bu işi yapılamaz kılan unsurlara eklenmektedir.
Milyarlarca TL yatırımı ile yüzbinlerce insana istihdam sağlayan sektör batmak noktasına gelmiştir.
Bu sektör devletine ÖTV, KDV vergisinin en yüksek oranda ödüyor.
Devlete tek kuruş batık kredisi yok. Ne hibe ne de destek kredisi aldığı yok.
Hava yollarına yapılan indirim ve destek, sektörümüze karşı yapılan haksız bir rekabettir.
Sektör olarak yedi yirmi dört en zor şartlarda bile vatandaşlarımıza ve ülkemize hizmet veriyoruz.
Bu sektör yok olmadan gerekli önlemlerin ve sektörü gereken önemin verilmesi gerekmektedir.
Şunun unutulmaması lazım. “Otogarlar şehrin aynası ve yedi yirmi dört yaşam alanıdır.”
ÇOK ABARTILIYOR!
Anladık güzel olmuş.
Anladık doğru bir hamleydi.
Anladık herkes tarafından desteklenip takdir edilmişti.
Ancak milletin gözünün içerisine sokarcasına bu kadar paylaşım yapmak sizi bilmem ama bana göre hiç de hoş değil.
Çok abartılıyor!
Çok da abartıldı!
Neden mi biliyor musunuz?
Maraş Caddesi’nin yeni yüzünü paylaşanlara birileri çıkıp “Maraş Caddesi Trabzon’un da diğer kazılıp yapılmayan yerler Trabzon’un değil mi?” derseler cevabınız ne olacak?
Neredeyse iki yıla yakın süredir Trabzon’da kazılıp çukurlaştırılmadık bir yer kaldı mı?
Ben kaldığını düşünmüyorum.
Sistem belli!
Kır yap, bir daha kır, yine yap…
Bu yapılan işlemleri hepimiz yaşamadık mı?
Hala daha yaşamıyor muyuz?
O nedenle fazla abartıyı doğru bulmuyorum.
Doğrudur Murat Zorluoğlu, Maraş Caddesi için alınan kararda dik durmuştur.
Doğrudur, Murat Zorluoğlu Maraş Caddesi’nin kapatılması yönünde kendisine gelen eleştirilere kulak vermemiştir.
Doğrudur, Murat Zorluoğlu’nun Maraş Caddesi için attığı adım Trabzon ve Trabzonlular için çok önemliydi.
Doğrudur, Murat Zorluoğlu’nun Maraş Caddesi için aldığı karar Trabzon’un marka değerini çok çok arttırmıştır.
Doğrudur, Murat Zorluoğlu Trabzon’a yeni ve güzel bir alan yaratmıştır.
Doğrudur, Murat Zorluoğlu Maraş Caddesi’ni Trabzon’a prestij katan cadde yapmıştır.
Ama Zorluoğlu bunları yaptı, böyle kararlar aldı diye şehrin diğer yüzünü görmemezlikten gelmek ‘bütün Trabzonlulara haksızlık olur’ diye düşünüyorum.
Yine de emeği geçen herkesi kutluyor ve tebrik ediyorum Maraş Caddesi için…
MAĞDUR OLAN ESNAF
Maraş Caddesi’nden devam ediyoruz…
Has güzel Maraş Caddesi için her şey yolunda gidiyor.
Has güzel Maraş Caddesi için yapılanları herkes takdir ediyor.
Ya Maraş Caddesi’nde dükkanı, mağazaları ve iş yerleri bulunanların yaşadıkları mağduriyetleri nereye koymalıyız?
Adamlardan üç gün dükkanlarını kapalı tutmaları isteniyor.
Mecburen adamlarda kendilerinden istenileni yerine getirmek zorunda kalıyorlar.
Çünkü isteyen Büyükşehir Belediyesi.
Ya istenileni yapmasalar, sonrasında başlarına gelecekleri düşünebiliyor musunuz?
Neyse zaten bu zamanda iş yapmak sizlere ömür, üç gün kapalı olan dükkanların kiraları durmuyor, aynen devam ediyor, ödemeleri ertelenmiyor, giderler rutin işliyor.
Kısacası o caddenin yapılması için o caddedeki iş yerlerinden tutun esnaflar da üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmışlardır.
Bir hakta onlara teslim etmenin gerek olduğunu düşünüyorum.
Ne dersiniz sayın Zorluoğlu başkanım!
Her ne kadar siz caddenin kapatılması ve yapılması yönünde onların fikrini, zikrini almasanız da, yaptıkları fedakarlığın hak teslimiyetini onlara vermelisiniz.
SAĞLIK OCAĞINDAN NE İSTİYORSUNUZ?
Araklı Sağlık Ocağı güzel mi güzel, şirin mi şirin bir yerde Araklı halkına hizmet vermektedir.
Bu güzelim sağlık ocağında hizmet veren de mutlu hizmet alanda.
Her halde mutlu olmayan bir tek kişi var o da Araklı Belediye Başkanı Recep Cebi!
Şu sıralar sağlık ocağının üzerinde karabulutlar dolaşıyor!
Bana ulaşan bilgilere göre Belediye Başkanı Cebi, Araklı’da hiçbir yer yokmuş gibi, gözünü bu şirin güzel sağlık ocağına dikmiş!
Başkan Recep Cebi sağlık ocağını bir başka alana almak istiyormuş!
Nedendir acaba?
Sevgili Başkan Recep Çebi oradan almak istediğiniz o sağlık ocağında 112 servis personeli 7/24 yani gecesini gündüzüne katarak Araklı halkına hizmet veriyor.
Mutlaka bundan haberiniz vardır.
Sorarım size, neden 112 servisin bulunduğu sağlık ocağını o alandan bir başka alana taşımak istersiniz?
Sevgili başkanım sağlık ocağının taşınmasının perde arkasında ne olduğunu bilemem?
Benim bildiğim, gecesini gündüzüne katan 112 servis personelinin arada sırada soluklandığı, bahçeli ve havadar sağlık ocağı, konum itibarıyla bütün sağlık personellerinin görev yapmak istediği bir yerdir.
Eğer ki sağlık ocağını taşıma konusunda böyle bir düşünceniz var ise böyle bir düşünce siz de haiz olmuş ise, bir vatandaş olarak, bütün Araklı halkı adına sizlere seslenmek istiyorum, “Ne olur dokunmayınız sağlık ocağına sevgili başkanım…”
Sağlık ocağından yazdığım gibi her haliyle herkes mutlu, şu iki günlük dünyada bırakınız herkes mutluluğunu yaşasın.
Mutlu ve moralli bir şekilde vatandaşlara hizmet versinler.
Ne bileyim sevgili başkanım çok şey mi istiyoruz sizden?
Halbuki yıllardır sizleri tanırız, sorunsuz uyumlu bir yapıya sahip olduğunu biliriz. Ayrıca gönlünüzü herkese açık tutup, hoşgörüyle insanlara hizmet etmişsiniz, hala daha ediyorsunuz.
Varsa böyle bir kararınız, bir kez daha gözden geçirip gereğini yani insanların mutluluğunu temin etmenizi sizlerden bekliyoruz.
TOMAÇ YAZMIŞTA YAZMIŞ!
Tespit ettikleri yanlış mı?
Peki itiraz eden olur mu yapılan bu tespitlere…
Sesiniz kulağıma gelir gibi!
‘Hayırrrrrrr’ der gibisiniz!
Ertan Tomaç kimsenin dile getirmediği konuları kitabın ortasından yazıp seslendirmiş.
Yazmışta yazmış sevgili Tomaç.
Bendevi Palandöken’den girmiş 81 yaşındaki Konfederasyon Başkanı Fevzi Apaydın’dan çıkmış…
Yahu Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyup öyle cevap verin, 81 yaşında konfederasyon başkanı mı olur?
Merak ediyorum acaba bu yaşta Avrupa ülkelerinde ya da ikinci ya da üçüncü dünya ülkelerinde görevde olan Fevzi Apaydın gibi bir Allah’ın kulu var mıdır?
İşleyiş tam bir hanedanlık veya ağalık misali…
Kimse de bu işleyişe dur demiyor!
Oturdukları nasıl bir koltuk ki koltuğa oturan o oturduğu koltuktan bir türlü kalkmak bilmiyor!
Trabzon’da da bunun örnekleri var.
Misal mi istiyorsunuz Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı…
Metin Kara üç dönemdir banamısın demeden bu görevi sürdürüyor.
Bakınız konuyla ilgili Ertan Tomaç neler yazmış?
“Ankara’da Şoförler Federasyonu’nun tek liste halinde yapılan seçimine katıldık.
Divan başkanlığını hiçbir şey yapamayan, esnafın temsilcisi değil de hükümetin sözcüsü gibi davranan Konfederasyon Başkanı Bendevi Palandöken yaptı. Başkanlığa ise şu ana kadar bir şeyler yapmayan ve bir şeyler yapması bekleyemeyen 81 yaşındaki Fevzi Apaydın yeniden seçildi.
Seçim yangından mal kaçırır gibi yapıldı. Ne liste okundu ne de söz almak isteyenlere söz verildi.
Çünkü o koltukları babalarının malı gibi görüyorlar.
81yaşında olmuşsun senin ne işin var federasyon başkanlığıyla. Ayıptır günahtır…
Esnafın seçtiği STK yöneticilerine ben dahil 500 lira para dağıttılar, sebebi onlara oy veren bizleri bu parayla susturmak, satın almak.
Sen kimin parasını kime dağıtıyorsun. Esnaf bitmiş, batmış durumda. Ekmek parası için sabah 5’de kalkıyor. Siz hala ‘koltuğumuzu nasıl muhafaza ederiz’in derdindesiniz. Bir değil bin kere yazıklar olsun.
Onları orada tutan bizler de onlar kadar suçluyuz.
Maalesef Türkiye’deki STK’lar böyle rezillik içerisinde. Bunların esnaf diye bir derdi yok. Tek dertleri menfaate dayalı düzenlerini korumak.
Bir STK yöneticisi olarak utanç duyuyorum.
Bu saatten sonra bunları buradan gönderip bu düzeni değiştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”
Evet tekrar soruyorum…
Var mı itirazı olan Tomaç’ın yazdıklarına?
