Kod Adı "KUZU" Kantarın Peşinde

Print
Haber Tarihi : 18.12.2022 13:24
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Kod Adı ''KUZU' Trabzon'un karanlık sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor.


Kod Adı

Belli oldu ki Kınalı Kuzu’suz bizler yapamıyoruz!

Bir şeyler karalayamıyoruz…

‘Oooo neden yazmadınız’ oluyor...

Bir şeyler karalayalım diyoruz…

‘Ooooo nereden buldunuz?’ sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz.

Açıkçası tabiri caizse Kınalı Kuzum ile birlikte “ne İsa’ya yaranıyoruz ne de Musa’ya”

Kim ne yorum yaparsa yapsın, yapılan bütün yorumlara saygımız var.

Neyse gameti daha fazla uzatmadan konuya değil, konulara girelim.

Çünkü Kınalı Kuzum’un dağarcığında bugün epeyce birşeycükler var.

Hoş gelmiş güzel kuzum…

-Hoş gördük Üstadım…                               

Kınalı Kuzum ne var ne yok sende, İnşallah her şey dilediğin gibi gidiyordur, bir sıkıntı yoktur…

-Yok be Üstadım, Allah’a şükürler olsun kör-topal gidiyoruz. Canımız sağ ya, gerisi teferruattır bizim için.

Eyvallah benim güzel kuzum, doğru diyorsun önce sağlık.

-Üstadım, hafta sonu hava güzel olduğundan dolayı bir soluklanayım dedim ve kendimi yaylalarıma attım…

Eeee ne yaptın yaylalarında?

-Üstadım temiz hava aldım, gezdim, tozdum, atladım zıpladım…

Ne kadar güzel Kınalı Kuzum, Allah mutluluğunu daim etsin?

-Üstadım yayla dönüşünü Zigana Dağı’ndan aşağıya doğru gelirken, kulağıma gelen bazı bilgilerden dolayı Maçka-Çağlayan arası biraz konaklamak zorunda kaldım.

Hayırdır güzel kuzum, ne bilgiler gelmiş senin kuzu kulağına.

-Üstadım beni iyi dinle, beni dinledikten sonra sen de yorumunu yaparsın konuyla ilgili…

Kınalı Kuzum can kulağıyla anlatacaklarını dinliyorum.

-Üstadım, biliyorsun Maçka güzergahında birkaç taş ocağı çalışıyor. Ancak karayolları faaliyet gösteren 3-4 taş ocağından çıkan kamyonları tartıya almak için o güzergaha kantar koyma çalışmalarını sürdürüyor.

Güzel kuzum ne var bunda? Ne kadar güzel karayolları taş ocaklarını kontrol altına almak için o güzergaha kantar koyuyor.

-Üstadım acele etme… Senin anladığın gibi değil olay, zaten sıkıntı da burada. Bana gelen bilgilerde kantarın koyulması için düşünülen yerde kıble kaçığı olduğu söyleniyor.

Allah Allah, Kınalı Kuzum yanlışın var… Karayolları Bölge Müdürü Mehmet Aşık’ın olduğu yerde kolay kolay kıble kaçığı olmaz.

-Üstadım ben onu bunu bilmem, kıble kaçığı mı dersin, karayel mi, poyraz mı, kestane karası mı dersin… Ne dersen de, bir yerde çaktırmadan kaçık oluyor. Bak bana gelen bilgi sağlam yerden, sonra ben kendim gittim bilhassa konuyla ilgilendim.

Kınalı güzel kuzum konuyu biraz daha açar mısın?

-Üstadım konuyu açmakta sıkıntı yok, ben yine de buradan uyarımı yapıp, yetkili makamlara, yani kantarı kuracak makamlara bir iki soru sormak istiyorum… Kurulacak kantar, nereye kuruluyor, kurulacak olduğu yer doğru bir yer mi? Kantarın kurulacağı güzergahta olan bütün taş ocaklarından çıkan kamyonlar kantara çıkacak mı? Ahan iki sorum bunlara cevap bekliyorum.

Güzel kuzum, sahi konu ciddi. Biz olayın bu tarafına bakmadık, ancak yine iddia ediyorum, Mehmet Aşık’ın olduğu yerde ne kıble kaçığı olur ne de kestane karası?

-Üstadım kıble kaçığını anladık da kestane karası da nereden çıktı? Nedir kestane karası?

Kınalı Kuzum sen denizciliğin dilinden çok anlamazsın ve bilmezsin, denizle uğraşanlar, hele de balıkçılar kestane karasının ne olduğunu çok iyi bilirler…

-Üstadım neyse önemli olan kaçığın olmaması değil midir?

Doğru söylüyorsun Kınalı Kuzum. Sen takip et bakalım kantar işi nereye bağlanacak? Ondan sonra yorumumuzu daha iyi daha mantıklı daha doğru yaparız diye düşünüyorum…

-Üstadım zaten ben onun derdindeyim, merak ediyorum kantarın kurulacağı yeri. Sen meraklanma iş benim takibimdedir…

Kınalı Kuzum senin takibindeyse desene “Yandı keten helva”

-Üstadım isterse Neron Roma’yı yaksın… Biz doğruyu bulup doğrudan gidelim de kim nereyi yakarsa yaksın, isterse bizim simitçi Ali Haydar, Çivit’in ormanını yaksın!

Kınalı güzel kuzum var mı başka bir konu?

-Üstadım olmaz mı her taraf konu dolu. Bir şey söyleyeyim sana, belki haberin yoktur, Trabzonspor’un Mali İşler Sorumlusu Zeyyat Kafkas rahatsızlığından dolayı Ankara’ya gitmiş

Güzel kuzum inan haberim yoktu, hayırdır ne oldu Zeyyat beye…

-Üstadım, aldığım bilgiye göre cildiyle ilgili bir sıkıntı varmış.

Kınalım benim Zeyyat beye kocaman bir geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. İnşallah tez zamanda sağlığına kavuşur…

-İnşallah Üstadım, tedavisi sürüyormuş, anlatılanlara göre cildinde kabarcıklar oluşmuş, herhalde sıkıntıdan, stresten olmuştur.

Kınalı Kuzum, temennimiz sağlığına kavuşmasıdır Zeyyat beyin… Bak sana bir şey anlatayım, dün sabah yaşadım.

-Üstadım ne yaşadın ki bana anlatma gereği duydun?

Güzel kuzum sabah spora giderken bizim Taşkın Yurtsever (Malkoçoğlu) bir fotoğraf attı whatsapptan bana…

-Üstadım fotoğraf neydi?

Kınalı Kuzum amma da sabırsızsın, hele bir dur… Taşkın, buldog köpeğimi görmüş hemencecik orada fotoğraflamış kendisini…

-Üstadım ne adamsın yahu, ben de başka bir şey var zannettim?

Ne olacak Kınalı Kuzum, Taşkın da çok severdi buldog köpeğimi. Ara sıra buldoğumu köydeki evine getirir oynardı kendisiyle..

Üstadım, buldog aşkın hiç bitmedi senin?

Ey gidi güzel kuzum nasıl bitsin buldog aşkım? İlk göz ağrımdı buldog köpeğim, çok maceramız olmuştur kendisiyle, zaman zaman ava giderdik, ancak şunu belirteyim kontrolü zor bir köpekti… Zaman zaman gemi zincirine bağlardım buldoğumu, o gemi zincirini keserdi, nasıl bir güç vardıysa kendisinde…

-Üstadım, kaliteli köpekti ama sanki şizofren gibiydi… Şizofrene bağladı mı tutulması ve kontrol edilmesi çok güç olurdu... İyi ki aşılarını muntazaman yapıyordun da çevreye zararı olmuyordu.

Ah güzel kuzum buldog köpeğim öyle böyle bir köpek değildi, yerini bir türlü dolduramıyorum. Yine de Allah selametini versin, inşallah kötü yola düşmez. Kendisine duam iyi bir barınacıkta bundan sonraki hayatını idame ettirmesidir.

-Üstadım bu kadar muhabbet yeter hadi bana eyvallah…

Güle güle kınalı güzel kuzum. İyi ki varsın iyi ki bizimlesin…


GENÇ VEDA TURU MU ATIYOR?


Bir-iki yazımda Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’ten bahsetmiştim…

Daha önce de belirtmiştim, Genç ile yazdığım yazılardan dolayı çokça dönüş oldu şahsıma.

Tarafıma dönenlerin yüzde doksan dokuzu, tespitlerimin doğru olduğunu belirtirken, bana şu soruyu da sormadan edemediler.

Yeri gelmişken onlar adına soruyu ben sorayım istedim.

Ne sormamı istediler bizi takip edenler?

İşte soruları “Ahmet Metin Genç önümüzdeki seçimde milletvekili adayı mı oluyor?”

Doğrudur Genç için biz ‘milletvekili adayı olacak’ demedik.

Biz Trabzon için ağabey aranıyorsa ‘İşte Ahmet Metin Genç’ dedik.

Yine aynı fikirdeyiz… Ahmet Metin Genç babalar gibi siyasetin ağabeyi olacak konumdadır.

Ha Ahmet Metin Genç’in son günlerde belediye birimlerine yaptığı ziyaretler sonrası çalışanlarıyla birlikte paylaştığı fotoğrafları ‘sanki belediyeye veda ediyor’ mesajı gibi geliyor bizlere...

Sadece bizlere mi geliyor bu?

Tabi ki hayır.

Zira yazımızda da okuyucularımız ya da Ahmet Metin Genç’i destekleyenler, Genç’in ziyaretler sonrası verdiği fotoğraflara dikkat çekiyor…

Ne diyelim “Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış”

Ve iddia ediyorum ki, Ahmet Metin Genç yol alacak trene süper makinistlik yapar… Taşıyacak olduğu vagonları gitmesi gereken hedefe ulaştıracak bilgi, birikim, tecrübe, sevgi ve seçmen üzerindeki karşılığa fazlasıyla sahiptir.

Milletvekili adayı olur mu olmaz mı, bu tamamen genel merkezin inisiyatifine kalan bir hadisedir…

Benim fikrimi soracak olursanız, Ahmet Metin Genç yüzde doksan dokuz buçuk partisi tarafından aday gösterilecektir.

Neden mi bu kadar kesin bu ifadeyi yazdım?

Çünkü AK Partisinin koyduğu hedefe ulaşması için Ahmet Metin Genç’e seçim sathında hava ve su kadar ihtiyacı olacağından bu ifadeyi bu kadar kesin ve net yazdım…


GEDİKLİ BAŞARI HİKAYESİNİ MÜKEMMEL YAZMIŞ


Başarı hikayesi nasıl yazılır?

Bu başarılı hikayeyi taçlandırmak için ne yapmalısınız?

Çıkılan bir yolculukta başarıya ulaşmak için yol haritanızı nasıl kurgulamalısınız?

Bunların hepsi...

Ama hepsini…

Öğrenmek mi istiyorsunuz?

Ya da siz böyle bir hikayemi yazmak istiyorsunuz?

Yol -İş 1 Nolu Şube Başkanı Gökhan Gedikli’nin, şube başkanı olduğundan bugün ulaştığı Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Sekreterliği’ne kadarki yolculuğunda bulmanız mümkündür.

Gökhan Başkan, başarı hikayesinin nasıl yazılacağını veya yazıldığını hepimize yeni geldiği genel sekreterlik görevi ile göstermiş oldu.

Türkiye Yol-İş Sendikası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Gökhan Gedikli bugün ulaştığı noktaya, yukarlardan değil, birilerinin tevazusuyla asla değil, evet Gökhan Gedikli bu noktaya adeta tırnaklarıyla kazıya, kazıya ve sindire sindire gelmiştir.

Elbette kolay değil böylesine önemli bir hikayeyi yazmak…

Böylesine başarılı bir hikaye yazmak için öncelikle adamın hası olmalısınız (burada ne anlatmak istediğimi anlayan anlamıştır)

Böyle bir hikaye yazmak için çok çalışmalısınız…

Hele de o kış şartlarında sise, kara, yağmura, çamura, soğuğa, sabah karşı yenilen ayaza bakmadan işçinin dolayısıyla bütün çalışanların yanında olmalısınız.

Böyle bir hikaye yazmak için, kimseye afra tafra yapmadan, ‘ben buyum’ demeden herkesi kucak açıp kucaklamalısınız.

Böyle bir hikaye yazmak için hak ve hakkaniyetten ayrılmadan herkese eşit davranmalısınız.       

Böyle bir hikaye yazmak için mütevazılığınızın yanında sevgi ve saygıda kusur etmemiş olmalısınız.

Böyle bir hikaye yazmak için zaman merfumu tanımamalısınız.

Böyle bir hikaye yazmak için ‘her koşulda ben görevimin başındayım’ demelisiniz.

Böyle bir hikaye yazmak için insani duygularınızın yanında yapıcı olmalısınız.

İşte Gökhan Başkan başardığı hikayeye yazmak için bu süreçlerden alnının akıyla alın teri dökerek geçmiştir.

Ve diyorum ki

Türkiye Yol-İş Sendikası Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilip sendikanın Genel Sekreteri olan Trabzon Yol-İş 1 Nolu Şube Başkanımız Gökhan Gedikli’yi cani gönülden tebrik ediyorum.

Başarıları daim olsun…


DUYARLI PAYLAŞIM


Taşkın Yurtsever sosyal medya hesabında paylaştı.

Yurtsever’in yaptığı paylaşımı benim ilgimi ve dikkatimi çekti. Bu sebeple Taşkın Yurtsever’in yazısını sizlerle paylaşayım istedim.

Yurtsever’in paylaştığı duyarlı yazısının noktasına virgülüne dokunmadan yazısını, sizlerin huzuruna arzı endam ediyorum.

“Eskiler #silah çıktı mertlik bozuldu derlerdi!

Şimdilerde #CEP telefonu çıktı ülkenin dengesi bozuldu?

Cep telefonu ile istenilen ne varsa yapılıyor.

İyi kullanırsan, insan için çok yararlı...

#Kötü kullanırsan, insanın aklını başından alıyor ve tarifi mümkün olmayan #Travmalar yaşatıyor.

#Gençliğimizi uçuruma sürüklüyor...

Özellikle #ortaokul ve #lise öğrencileri olan #Anne #Babalar çok dikkat?

#Not.Sarp sınır kapısındaki aylardır bir #cep telefonu #rezilliğine şahit oluyoruz....

Ülkemizin ekonomik sıkıntıda olduğu bu süreçte, utanmadan sıkılmadan bu maymun iştahlığı yapmak ne kadar doğru?

Yazık çok yazık......”

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.