Kod Adı ''KUZU' Kanuni Vakfı'nı irdeledi...

Print
Haber Tarihi : 23.01.2023 15:24
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Kod Adı ''KUZU' Trabzon'un karanlık sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor.

Kod Adı ''KUZU' Kanuni Vakfı'nı irdeledi...
Birkaç gündür havaların çok güzel gitmesinden dolayı Kod Adı ''Kuzu'' bunu fırsat bilerek biraz dinlenmek için kırlarına, dağlarına gitmek istedi.

Kod Adı ''Kuzu''’dan gelen bu isteği bizim geri çevirmemiz mümkün olabilir mi?

Git biraz kafanı dinle dedik kendisine.

Ve gitti.

Önceki gün de döndü güzel kuzum.

Kod Adı ''Kuzu''’un Allah’ı var, bir döndü ama pir döndü…

Evet Kınalı Kuzum hoş geldin.

-Hoş gördük Üstadım…

Nasıldı dağların, kırların daha doğrusu memleketin…

-Üstadım memleketimizdeki durumlar sizin bildiğiniz gibi… Güneş, doğa tabi ki yeşillik bizlerin olmazsa olmazı…

Neyse Kod Adı ''Kuzu'' ne getirdin bizlere torbacuğunda…

-Üstadım, hep diyorduk ya, nalına da vuracağız mıhına da… Ahan da geldi sırası nalına vurmanın.

Hayırdır Kod Adı ''Kuzu'' nalına, mıhına ne oldu?

-Üstadım, ben henüz dağlarıma gitmeden, Kanuni Vakfı’nın parkında birkaç gün geziniyordum...

Ne kadar güzel, çok güzel yer tercih etmişsin gezinmek için…

-Üstadım önden kesme, Kanuni Parkı’nda gezinirken, parktaki çay bahçesi mi diyeyim, cafesi mi diyeyim, yarı restaurant yarı çay bahçesi mi diyeyim… Ne diyeceğimi tam kestiremiyorum, herhalde ne söyleyeceğimi vakfın yönetici sevgili İsmail Kansız abimiz bizlere söyler… O bahçenin işletmeciliğini bir arkadaş yapıyordu.

Yahu Kod Adı ''Kuzu'' nerelere gittin, ben de başka bir şey söyleyeceğin zannediyordum.

-Üstadım söyleyeceklerimi henüz daha söylemedim biraz dur da söyleyeyim konuya girme… Kanuni Parkı’nın işletmeciliğini yapan arkadaşın sözleşmesi bitmişti yıl sonu itibarıyla, oraya işletmeci arıyordu vakfın önemli yöneticileri… Ben de o zaman onlara kulak misafiri olmuştum.

Eeeee sadede gelelim, gameti fazla uzatmayalım, yerimiz dar bugün...

-Üstadım, o önemli yöneticiler! Vakfa ait bahçeyi işletmek için 9 kişinin kendilerine müracaat ettiğini kendi aralarında konuşuyorlardı, ben de zaman zaman bunlara şahit oldum. Hatta şartları kim yerine getirecekse ona vereceklerini söylemişlerdi.

Kod Adı ''Kuzu'' şartlar neydi?

-Üstadım, işletmeyi alacak olandan 50 bin tl hava parası mı yoksa gaz parası mı istiyorlardı…

Allah Allah Kod Adı ''Kuzu'' bu ne parası, bir senelik kira bedeli olmasın?

-Üstadım ne kirası, kira ayrıca her ay 5 bin tl olarak belirlenmişti.

Güzel kuzum kiradan hariç 50 bin tl az para değil vakıf ne yapıyor bu parayı?

-Üstadım, vakıf etkinlik yapsa anlayacağım, zaten bütün giderlerini işletmeci karşılayacak, benim bildiğim bir giderleri yok, zaten varlıklarından, yokluklarından kimsenin haberi de yok. Hiç vakıfla ilgili bir iki satır ‘şunu yaptı, bu ziyaretleri gerçekleştirdiler’ diye bir haber gazete sütunlarında gördünüz mü?

Güzel kuzum ne yalan söyleyeyim ben göremedim.

-Üstadım, her yıl meşhur pilav günü yapıyorlar ya, onu da işleticinin kamyonuna yüklüyorlar. Orada da bir kuruş masrafları yok…

Ooo desene Kod Adı ''Kuzu'', Kanuni Vakfı’nın işi dondurma kaymak gibi!

-Aynen öyle üstadım, arada sırada da ekmek kadayıfı gibi oluyor, gerçi ekmek kadayıfı senin yakın dostların olan Bülent Deveci ile Nevzat Yılmaz’a dokunuyor. Onlar tercihlerini dondurma kaymaktan yana kullanıyorlar. Neyse konuyu dağıtmayayım, sonradan söylenen veya istenen şartlara kimse karşılık vermeyince, bu kez o bahçenin işletmesini vakfın kendisi yapacak diye uçan kuşlarıyla bir eşe dosta haber uçurdular.

Güzel kuzum ne kadar güzel, ne var bunda vakıf işletmesini kendisi yapacak, benim bildiğim daha önce Büyükşehir Belediyesi yapıyordu işletmeyi.

-Üstadım o eskidendi. Sonra vakfa verildi işletmesi vakıf da işletmeci bulup ona veriyordu…

Kod Adı ''Kuzu'' o işletmeyi alan o kadar masrafın altından kalkabilir mi?

-Üstadım vakıf alacağını bilir, bahçe iş yapar yapmaz orası işletmecinin sorunu, bak nereye varacağım… Hani vakıfı biz işleteceğiz diye haber uçurmuştular ya, meğerse o söylemi filim icabı söylemişler.

Güzel kuzum işi nereye bağlayacağın ben onu merak ediyorum.

-Üstadım ben uyurmuyum, ben kuzuyum… Kanuni Vakfı sağ gösterip sol vurmak istedi, ama attıkları kroşe karavana gitti!

Hadi Kod Adı ''Kuzu'' meraklandırma bizleri?

-Üstadım, işletmeyi Vakfın Başkanı Adnan Baki kendi hemşerisi olan bir hocaya verdi.

Güzel kuzum burada bir yanlışlık olmasın, vakfın kelli felli yöneticileri, hani ‘vakıf işleteceğiz’ demiştiler…

-Üstadım sen zaman zaman yazılarında La Fontaine Masalları ya da hikayeler diye ironi yapıp yazarsın ya, o senin kelli felli yöneticilerinde La Fontaine Masalları anlatmışlar sizlere…

Vay be Kod Adı ''Kuzu'' ben ne yapayım benim sucum ne?

-Üstadım senin suçun elbette yok, maalesef sistem böyle işliyor, ben buradan Hasan Kamber’e selam olsun diyorum, Kamber’e neden selam olsun dediğimi anlayan anlamıştır.

Neyse Kod Adı ''Kuzu'' bitirelim, uzatmayalım bu konuyu. Demek ki Kanuni Vakfı dışardan görüldüğü gibi değilmiş…

-O zaman hadeyin bana eyvallah diyorum Üstadım…

Güle güle kınalı güzel kuzum…

EL İNSAF DİYORUM!

Allah aşkına ne oluyor?

Bu zamanda bu kadar para cezası neyin nesi!

Olacak şey mi?

Kim nasıl öder bu kadar kesilen para cezasını?

Kesilen ceza tam tamına 15 bin tl

El insaf yahu el insaf

Ve biraz insaf!

Ve biraz vicdan!

Ve biraz hak hukuk adalet diyorum!

Küçük balıkçı ya “Vurun abalıya” misali baltayı küçük balıkçının tam belinin ortasına vuruyorsunuz!

Yazıktır günahtır.

O cezayı o balıkçıya yazarken eliniz hiç mi titremedi?

Sorarım 15 bin tl ceza yazan ellere… Eti budu nedir küçük balıkçının?

O kadar parayı neyle ödeyecek?

Neymiş efendim, kayığında makara ne arıyormuş?

Neymiş efendim senin kayığın özel olduğu için makara takmamalıymış?

Yahu hadi bir şey olmaz diyerek makarayı taktığını farz edelim...

Bir makara takmaya o kadar ceza yazmayı hangi vicdana sığdırırsınız?

Mevzuat hükümlerini tam bilmediğim için cezayı yazanları da suçlamak istemiyorum.

Ancak ben olaya şu pencereden bakmak istiyorum…

Şu an hamsi avcılığı yapılıyor… Mevzuat hükümlerinde hamsi kaç cm olmalı ki avlayabilirsiniz deniyor.

Ceza kesenleri bilmeme ama benim bildiğim kadarıyla 9 cm olmalı.

Peki soruyorum ceza yazan o parmaklara şu an avlanan hamsi sizce mevzuattaki gibi 9 cm midir?

Ben söyleyeyim şu an avlanan hamsi 7 cm zor geçer.

Yapmayın etmeyiniz.

Küçük balıkçıyı tukaka yaparken büyük balıkçıyı korumayın ya da görmemezlikten gelmeyin!

Adaleti mevzuatta neyse ona göre dağıtın!

SARI ÖKÜZÜ VERMEYİN!

Aslında Sarı Öküz hikayesini bilenler hikayenin epeyce uzun olduğunu da bilirler.

Ben hikayeyi birilerine ithaf olarak değil, Şoförler ve Otomobilciler Cemiyeti’ne ithaf olarak kısa ve öz yazıyorum.

  Çünkü hikaye sanki onlar üzerine yazılmış gibi!

"Meşhur hikâyeyi bilirsiniz: hani bir öküz sürüsü varmış, çevredeki birkaç aslanın asla erişemediği. Sonra bir gün, aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu Sarı Öküz çok dikkatimizi çekiyor onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş. Sürünün önde gelenleri toplanıp “sürünün âli menfaatleri adına” Sarı Öküz’ü kurban etmişler. Tabii kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar… “âli menfaatler adına” kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda aslanlara tamamen yem olmuş. O son anda, aslanlara sürekli kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, “biz bu savaşı ne zaman kaybettik?” sorusuna cevap aramış ve bu savaşı “Sarı Öküz’ü verdikleri gün” kaybettiklerini anlamışlar.

Sakın ha Sarı Öküz’ü vermeyin!

Sarı Öküz’ü verdiğinizde nelerin olacağını benden iyi sizler bilirsiniz!
ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.