Kod Adı “KUZU” Futbolun Amatör Dünyasına Girdi

Print
Haber Tarihi : 21.12.2022 01:53
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Kod Adı ''KUZU' Trabzon'un karanlık sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor.

Kod Adı “KUZU” Futbolun Amatör Dünyasına Girdi

Alıştırdık ya, artık geri vites yapamıyoruz.

Gerçi bu saatten sonra da yapmamız zor gibi…

Sakın yanlış anlamayınız, yazdıklarımızla ilgili geri vites yapmak değil kastettiğimiz…

Bizlerin kastettiği yani anlatmak istediği Kınalı Kuzum ile haftanın iki günü sizlerle birlikte olmamızın bizler üzerinde yarattığı tatlı stresten geri vites yaparak kurtulamadığımızı vurgulamak istedik.

Neyse yapacak bir şey yok.

Yazıp anlatmaya devam diyoruz.


Geçen hafta kendi yorumumda Kınalı Kuzum’u ASKF, Futbol İl Temsilcisi, Kulüpler ve İl Hakem Komitesi arasında yaşanan kavgayı araştırması için görevlendirmiştim.

Nihayetinde Kınalı Kuzum görevini tamamlayıp elinde bilgi ve belgelerle kuruma geldi…

Hoş geldin güzel kuzum.

-Hoş gördük Üstadım.

Kınalı Kuzum lafı uzatmadan konularımıza girelim, geçen hafta konuyla ilgili ben kısa bir yorum yazmıştım, öyle çok ince detaylara girmemiştim ama her nedense yorumuma ses Gençlerbirliği kulübü genel koordinatörü Halil Melek’ten geldi.

-Üstadım Halil Melek’in konuyla ilgili ne alakası var?

Kınalı Kuzum, Halil Melek’i sen de iyi tanırsın, senin de mıntıkandadır Halil Hoca… Ara sıra livan kılifliğe soyunur birileri için, baktım verilen o fotoğrafta kendisi de var, onun için onu gündeme taşıma gereği duyduk. Yoksa Halil Hoca’nın yaşananlarla yakından uzaktan ilgisi ve alakası yoktur.

-Ben de onu diyorum Üstadım, öncelikle Halil Melek’i bu işin dışında tutalım. Benim de hocamın etinden sütünden, kemiğinden dalağından faydalandığım zamanlar olmuştur. Hani ilk okul çağlarındaki çocuklar söylüyor ya “Okul bizim yuvamız, yaşasın okulumuz…” diye. Bunu hocaya uyarlarsak, “Halil bizim hocamız yaşasın Halil hocamız…”

İlahi Kınalı Kuzum bizimle matrak mı yapıyorsun?

-Ne matrağı Üstadım, Halil Hoca’yı futbol camiasında sevmeyen mi var? Amatör futbolun imparatorudur Halil Melek… Kendisine imkan tanınsaydı şuan Trabzon futbolunun ikinci bir Özkan Sümer’i olmuştu…

Kınalı Kuzum anlaşıldı Halil Hoca’nın mıntıkasında fazla geziyorsun, konuya girelim.

-Tamam üstadım, konuya giriyoruz. Ancak söylediklerimi harfiyen yazacaksın.

Güzel kuzum sen ne söyledin de bizler yazmadık, hadi mele bakalım ne meleyeceksin bizlere.

-Üstadım, verdiğini görevi en ince ayrıntısına kadar araştırdım. Ben araştırmalarım sonunda şu kanaate vardım burada haksız yere İl Hakem Komitesi’ni linç ediyorlar ya da ettiriyorlar.

Yani Kınalı Kuzum, İl Hakem Komitesi haklı mı?

-Üstadım, tek hatalı oldukları yer, Aralık’ta oynanacak olan Araklıspor-Telekom maçında iki takımın formalarının benzer olmalarından dolayı erteledikleri maçtır…Burada maçı oynatabilirlerdi. Eski bir hakem büyüğümüzle konuyla ilgili konuştum, çok mantıklı bir fikir söyledi bana. O ertelenen maçta takımlardan birisine yelek giydirilip maç çok rahat oynatılabilirdi...

Doğru diyorsun Kınalı kuzum ama ertelemeyi uygun gördüler.

-Üstadım, biliyorsun kulüplerin bir deplasmana gidip gelmesi kendilerine epey külfet oluyor, isyanları bunadır. Orada o maç oynatılmalıydı...

Peki Kınalı Kuzum diğer bilgi, belgelerin nedir?

-Üstadım, oynanan bir maçta yaşananları sende seyretmişsindir, hakemlere hem de güvenlik görevlerinin gözü önünde ağza alınmayacak o kadar bariz küfürler edildi ki, gözlemci dahil herkes o küfürlere seyirci kaldı. Küfür yetmedi bu kez korner bayrağıyla saldırı oldu bir hakeme…

Eeee...

-Üstadım, o maçı geçtik sonrasında bir başka bir maçta yine hakemlere tekme tokat saldırı yapıldı… Bu ikinci saldırı bardağı taşıran son damla oldu. İl Hakem Komitesi tepkiden çok futbolun içerisinde olan bütün unsurların dikkatine sunmak için İdmangücüspor-Karadağspor maçına hakem atamadı…

Güzel kuzum böyle bir yetkisi var mı İl Hakem Komitesi’nin?

-Üstadım, aynı olaylar İstanbul ve Gaziantep’te de olmuş, bu iki şehrimizde de hakem ataması yapmadılar. Demek ki yapılıyormuş. Bir de ne yapsın İl Hakem Komitesi? Hakemlerinin dövülmesine seyirci mi kalsın? Tepki vermezler ise hakem camiasında kendilerine olan güven yok olmaz mı?

Aynen katılıyorum Kınalı Kuzum yorumuna...

-Üstadım, İl Hakem Komitesi yetim uşak gibi, gelen vuruyor giden vuruyor, hakemlere saldırı olduğu zaman bir tane taban birliklerinden hakemler için açıklama yapılmadı. 

Neden yapılmadı? Ya da neden yapmadılar? 

Ne güzel tokmak onlarda davul İl Hakem Komitesi’nin sırtında olacak he öylemi bu işler yürüyor?

Güzel kuzum freni patlattın...

-Üstadım haksız mıyım? Ben kitabın ortasından konuşuyorum. Aynı saldırılar diğer taban birliklerine yapılsın yine aynı noktada olurum… ASKF’nin açıklamasını çok afaki ve absürt buldum. Yapılan açıklamada İl Hakem Komitesi’ne aba altından sopa gösteriyorlar güya… Dua etsinler de ASKF’den girip Futbol İl Temsilciliği’nden çıkmıyorum

Kınalı Kuzum iş çıkarma, Cahit başkanla ahbaplığım, güzel bir dostluğum var, aramıza girme… Sonra ASKF’ye girsen ne yapacaksın?

-Üstadım ben sana peşinen söyledim ‘ne söylersem yazacaksın’ diye. Ne oldu Cahit başkan konusuna girince lifin mi attı?

Güzel kuzum ne alaka? Benim söylemek istediğim dostlarımızın bir kredisi olsun üzerimizde, o zaman yakıp yıkalım her yeri, böyle bir dünya var mı?

-Üstadım peygamber efendimiz ne demişti? “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” ben yapılan haksızlıklar karşısında susmayacağım… Ne oldu? Hakemleri ASKF’nin olduğu binadan atmışlar, ‘atmışlar’ diyorum çünkü ‘çıkardılar’ desem hafif bir ifade olur! Soyunma odalarını ellerinden almışlar… Şimdi Trabzon hakemleri karanlıkta nerede saha bulurlarsa orada çalışıyorlar. Bu görüntüler yakışıyor mu Trabzon’a? Ayıptır yazıktır günahtır, kimi cezalandırıyorsunuz? Oralar size babanızdan mı kaldı? Trabzon futbolunun düştüğü durumu görebiliyor musunuz? Bir iki kişinin elinde sanki tekelleşti amatör futbol?

Eyvallah Kınalı Kuzum. Doğru, ‘susan dilsiz şeytandır’ ama topa çok sert girdin! Var mı bu konuda başka bir şey söylemek istediğin?

-Üstadım il hakemlerimize hepimizin sahip çıkması lazım. Böyle münferit olaylar yaşandığı sürece kimse hakem olmak istemez. Hakemler de insan, kim hata yapmıyor ki? Ama küfür etmek hele de hakem dövmek neyin nesidir? Ben bu gibi olayları kim, kimler yaparsa hepsini kınıyorum. Bu konuda son sözüm aman Halil Melek hocamıza sahip çıkalım. Adam yıllardır tek başına bir kulübü değil bir mahalleyi sırtlayıp taşıyor. İleride şu Maşatlık’taki sahaya da bir el atalım birlikte…

Kınalı Kuzum doğru diyorsun Maşatlık Sahası’nı gündeme taşıyalım. Kim yapmıyor, kimler engel oluyor yapımı için? Onları araştırıp kamuoyuyla paylaşalım…

-Üstadım vedalaşmadan önce bir konuyu daha paylaşmak istiyorum seninle, geçenlerde Trabzonspor’un müzesine uğramıştım. Geçenler dediğim epeyce oldu, Aras Perekli ile bir-iki eski sporcuya ait şiltler, madalyalar da sergileniyordu müzede… Kendi kendime ‘helal olsun eski sporcularımıza değer verip onların kazandıkları birinciliklerden sonra aldıkları kupaları şiltleri madalyaları ne güzel sergiliyorlar’ dedim…


İşte ne güzel Kınalı Kuzum?

-Dur be Üstadım, önceki hafta ‘bir uğrayayım’ dedim müzeye, bu kez şiltler, madalyalar ve kupalar konulan yerde yoktu. Araştırdım, arkalarda görünmeyen yere koymuşlar. Sebebi nedir bilmiyorum bunu da bir araştıracağım. Öyle ya, durup dururken neden arka tarafa koyuldu hatırası, anlamı ve önemi olan o madalyalarla kupalar?

Araştır benim güzel kuzum, görüşmek dileğiyle..

-Hadiyin bana eyvallah demeden bir dip not bırakayım sizlere, Buradan uyarımı yapayım aman ha sakın kantarın topuzunu kaçırmayınız, bilesiniz ki bendeniz tarafından sıkı takiptesiniz!…

NE ZAMAN BİTECEK LAFONTEN HİKAYELERİ?

Ağaoğlu mali genel kurulda  “Ekonomik tabloya çok önem veriyoruz, eleştiriler var ve samimi buluyorum. Her şey Trabzonspor için…”  dediiiiii…

Ağaoğlu’nun bu söylemi üzerine ben de bütün camiaya diyorum ki beyler buyurun cenaze namazına!

Neden mi cenaze namazına buyurunuz?

Başkan Ağaoğlu, ‘ekonomik tabloya çok önem veriyoruz’ dedi…

O zaman önem verilen ekonomik tabloya hep birlikte bir bakalım…

Kulübün borcu açıklanan rakama göre 2.3 milyar…

Sorarım Ağaoğlu’na bu mu ekonomiye önem vermek?

Devam ediyoruz…

Ağaoğlu ‘her şey Trabzonspor için’ diyor…

Eyvallah, bakalım Ağaoğlu’nun söylediği gibi her şey Trabzonspor için mi?

Bakıyoruz Trabzonspor’a, kulüpte çalışan sayısı 300 kişi civarında, kulüp ise her açıdan uçurumun eşeğinde.

O zaman nasıl her şey Trabzonspor için olacak ya da oluyor sayın başkan?

Başkan ‘Ağaoğlu eleştirileri samimi buluyorum’ diyor…

Gelin hep birlikte bakalım yapılan eleştiriler nasıl samimi bulunuyor.

Mali genel kurulda kulübün bir üyesi eleştirisini dile getiriyor… Kulübün yönetiliş şekline, bakıyoruz eleştiri getiren üyeye, bir dayak yemediği kalıyor eleştiri yaptığı için!

Ve diyorum ki, ne zaman bitecek başkanın bu lafonten hikaye anlatımları…

ELMA İLE ALMA’YI   KARIŞTIRMAYIN!

Anlamak için!

Veya çözmek için kâhin olmaya gerek yok.

Her şey ortada.

Kulüp ekonomik olarak çakılmış.

Ekonomik olarak çakılan kulüp yine eskiye dönüverdi.

İcralar ardı ardına geliyor.

Ödemelerde zorluklar bir türlü aşılamıyor.

Kaynak yaratılamıyor.

Herkes Asbaşkan Ertuğrul Doğan’dan gelecek paraya odaklanmış durumda.

Asbaşkan Doğan verirse maaşlar ödenecek.

Asbaşkan Doğan verirse futbolcu alacakları ödenecek.

Asbaşkan Doğan verirse kulübün rutin ödenmesi gereken borçlar ödenecek.

Asbaşkan vermedi mi!

Asbaşkan ‘ben vermiyorum’ dedi mi?

Asbaşkan ‘ben yokum’ deyiverdi mi?

İşte o an ne olacak?

Benim tahminim işte o an her şey  “Arap saçına”  dönecek!

Aman ha durum bu kadar kötü!

O nedenle Asbaşkan Ertuğrul Doğan’a hepimiz gözümüz gibi bakmalıyız…

Var mı Asbaşkan Doğan’dan başka verecek olan bir başka yönetici?

Varsa hadi söyleyin, yazalım ismini …

Başkan Ahmet Ağaoğlu, bizim bildiğimiz kadarıyla zaten göreve geldiğinden beri veren tarafta hiç olmamıştır.

Bundan sonra da olacağını hiç mi hiç zannetmiyorum!

Hani ya bir “elma ağacı” 

Bir de “alma ağacı” vardır ya…

Bilmem anlatabildim mi?

NEDEN BU KADAR OYUNCU TRANSFER EDİLDİ?

Ahmet Ağaoğlu konuşmasının bir bölümünde yayın gelirlerinin çok düştüğünü söyledi.

Anlayacağınız gelirler düşünce borç miktarının ister istemez yukarlara çıktığına vurgu yapıyor Ahmet başkan.

Benim sevgili başkanım!

Benim şampiyon başkanım!

Benim canımın canı Ağamınoğlu!

O ki yayın gelirleri düştü!

O ki ekonomik anlamda sıkışıklık başladı.

O ki kasa tam takır,

O ki kimse para vermiyor.

O ki kaynak yaratılamıyor.

Neden evet neden şampiyon olan kadroyu bozup 14 tane oyuncu transfer ettiniz?

Nasıl böyle acemice bir futbolcu transferi mühendisliği yaptınız?

Cornelius’u gönderdiniz, Cornelius’un yerine iki tane oyuncu transfer ettiniz…

Transfer edilen oyunculardan birisi Uruguay Milli Takımı’nın santraforu Gomez diğeri ise Türkiye gol kralı olmuş Umut Bozok.

Al bu iki oyuncuyu koy alt alta, sonra yan yana getir, hadi çıkar bakalım bunlardan bir tane iyi bir oyuncu!

Ey gidi Ağamınoğlu, topu taca atmanın sırası değil şimdi.

Şimdi topu sahada tutmanın zamanı!

Ha topu sahada tutabilir misin? Onu da iki üç haftada görmüş olacağız.

Eğer ki topu sahada tutmayı başaramazsan, ardı sırana bakmadan İzel- Çelik-Ercan’ın söylediği  “Gitmelisin “şarkısını söyleyeceksin…

‘DUR’ DİYEN OLUR MU?                   

Kulübün anahtarını Abdullah Avcı’ya teslim ederseniz…

Abdullah Avcı’ya, yaptığı hamlelerden dolayı  “dur”  diyemiyorsanız.

Abdullah Avcı’ya bu kadar taviz veriyorsanız ki çok veriyorsunuz…

Abdullah Avcı’nın her istediğini hayata geçiriyorsanız.

Abdullah Avcı’ya ‘yeter’ demiyorsanız…

Bunların sonuçlarına katlanacaksanız.

Verdiği, vereceğe zararlara ‘eyvallah’ diyeceksiniz.

Bakın buradan açık ve seçik yazıyorum, yarın bilemediniz sonraki gün Abdullah Avcı her profesyonel hoca gibi sonunda çekip gidecek.

Ya Avcı çekip gittiğinde bırakacağı enkazın kulübe verecek olduğu zararı hiç hesap eden oldu mu ve oluyor mu?

Hadi hesap eden olmuyor diyelim…

Düşünen oluyor mu?

Yapılması gereken tek şey var, o da Abdullah Avcı’ya  “Dur”  demek…

Bunu da diyen olur mu derseniz?

Hiç zannetmiyorum birisinin çıkıp “dur”  söyleyeceğini!

DOĞRU HAMLE!

Nevzat Yılmaz da eninde sonunda doğru yolu buldu.

Yılmaz Cemiyet Başkanlığı yolunun Ali Savaş’tan geçtiğinin farkına vardı ki Savaş ile birlikte bir pastanede cemiyet seçimiyle ile ilgili istişare yaptılar.

Belli ki Nevzat Yılmaz’ın gazeteciler cemiyeti seçiminde kılavuzu Ali Savaş olacak.

Bana göre Nevzat Yılmaz Savaş’ı tercih etmekle doğru bir hamle yaptı.

Yılmaz yaptığı bu hamlesiyle birlikte bir taşla üç değil beş kuş birden vurdu.

Nevzat Yılmaz’ın hangi kuşları vurduğunu da bir daha ki yazımda sizlere açıklayacağım.

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.