Hani “başarı gelince bütün olumsuzluklar sümen altı edilir ya…”
Şu an Trabzonspor’da yaşananlar da bu misal…
Nasılsa başarı gelmiş, şampiyon olunmuş…
Kim takar onun, bunun yaptığı yanlışı?
Kim yaşanan olumsuzlukları, transferde yapılan yanlışı görmek ister?
Ayrıca kimse de etrafta, orada, burada, şurada ne oluyor diye de bakmaz!
Bir kere koyulan hedefe ulaşılmış ya, o nedenle bütün yapılan yanlışlar ve yaşanan olumsuzluklar teferruat olarak kalır!
Bir sezonda 17 transfer yapılmış.
Bu yapılan 17 transferden kaçı oynamış?
Kaçının takıma katkısı olmuş?
Soran var mı?
Yok…
Bilen var mı?
Yok…
İrdeleyen var mı?
O da yok
Eeee daha bana ne anlatıyorsun gardaş?
Biliyorum, “Nesini bileceğim şampiyon olduk ya işin ben bu tarafına bakarım” diyorsunuzdur.
Halbuki kazın ayağının öyle olmadığını hem önümüzde yaşanan transfer döneminde görmüş olacağız, hem de gelecek sezonda…
Şampiyonlar Ligi ön elemesi bir başlasın…
Ardında lige start verilsin.
Sizler o zaman izleyin vizyona girecek filmi!
Ne aksiyon sahneleri izleyeceğiz o filmler de?
Çok değil geçen sezon bizzat Ahmet Ağaoğlu’nun transfer ettiği oyuncuların gönderilmeleri için ne fedakarlıklar yapıldığını bilmeyenimiz mi var!
Adamlar transfer edilirken alıyorlar… Hadi burayı anladık, ya gönderilirken verilen paralara ne demeli?
Bakalım bu sezon mukavelesi devam eden oyuncular elden nasıl çıkarılacak?
Kimler nasıl gönderilecek?
Kadro nasıl boşaltılacak?
Bekleyip görelim… Bakalım, neler olacak?
Trabzonspor’un görünmeyen gizli kahramanlarıdır.
Yaptıkları görevin bilinciyle hareket ederek bugüne değin
Ne olursa olsun?
Ne yaşarlarsa yaşasınlar?
Seslerinin çıktığını duyan olmamıştır.
Seslerinin çıkmadığı gibi kolay kolay görüntü de vermemişlerdir.
Kimseye de malzeme olmamışlardır.
Karyağdı ve Tok’un bulundukları konumlarda başkaları olmuş olsaydı var ya, havanın babasını yaparlardı, çakanın anasını atarlardı…
Ama onlar hiçbir zaman bu yolu tercih etmediler.
Oldukça mütevazı oldular…
İşlerinin dışında hiçbir şeye ne karıştılar ne müdahale ettiler?
Onlar için öncelik takımın başarısıydı.
Onlar için öncelik aldıkları görevi eksiksiz yerine getirmekti.
Onlar için öncelik başta teknik heyet olmak üzere futbolculara ellerinden geldiğince yardım edip katkı yapmaktı.
Nitekim onlar da sadece bunları yaptı!
38 yıl sonra gelen şampiyonlukta, şampiyonluğa giden o meşakkatli yolda Can Karyağdı ve Emrah Tok’un gösterdikleri performans inanın takdire şayandır.
O nedenle diyorum ki yeri gelmişken Karyağdı ve Tok’un haklarını teslim edelim.
O nedenle Emrah Tok ve Can Karyağdı yaşanan başarının, alınan şampiyonluğun perde arkasında görünmeyen gizli kahramanlarındandır.
Temennimiz bu iki ismin duruşlarını ve çalışmalarını hiç bozmadan ve aksatmadan uzun yıllar layığı ile yapmalarıdır.
Biliyorum yaşadıkları başarı onları asla şımartmayacaktır, aksine Karyağdı ve Tok’a daha çok sorumluluk yükleyecektir.
Bu iki isim, Trabzon patentli bu işi yapanlar için güzel bir örnektir.
Neden uzatılıyor? Neden kesip atılmıyor?
Anlamış değiliz.
Nwakaeme ile kulüp arasında anlaşma yapmak için yapılan görüşmelere baktığımızda, Nwakaeme’nin işi yokuşa sürdüğünü görmekteyiz.
Biz söz vardır, “Fazla naz, aşık usandırır” diye...
Nwakaeme’nin bu kadar naz yapması bu kadar ücret istemesi aşık Trabzonsporluları usandırmıştır…
Kalsa da bundan sonra hiçbir esprisi Trabzonsporlular için olmayacaktır.
Açıkçası ben kalmasından yana değilim.
Adam zaten keyfi gelince ya da isteyince sahada varlığını hissettirmeye başlıyor.
Elbette bazı maçlarda takıma koyduğu katkıyı.
Elbette bazı maçlarda skoru çevirmesini asla inkar etmiyoruz, zaten kimse de etmiyor.
Şu da bir gerçek Nwakaeme ile istediği şartlarda anlaşılması halinde, Nwakaeme’ye kulübün anahtarının teslim edilmediği kalır!
Bir de şu var… Hiçbir zaman tam manasıyla sorumluluk almayan Nwakaeme ile yeni bir sözleşme yapılması halinde, oyuncunun nazını, kaprisini ve egosunu, kim çekecek?
Oyuna ağırlığını koymasını kim bekleyip? ona kim sabır gösterecek?
Bırakın gitsin, bu saatten sonra Nwakaeme Trabzonspor’un parasını almaktan başka Trabzonspor’a hiçbir şey vermez…
Ben demiyorum Ahmet Ağaoğlu diyor, “Kendisine takımda ki en yüksek maaşı teklif ettik, cevabını bekliyoruz. Nwakaeme ile biz Eylül ayından beri konuşuyoruz. ‘Sezon sonunu görelim, şampiyonluk benim için her şeyden daha önemli’ dedi hep. Karşılıklı görüşmelerimiz oldu. Top artık onda.”
Ben demiyorum Asbaşkan Ertuğrul Doğan diyor, “Biz Nwakaeme'ye takım içinde maaş skalasının en üst noktasını teklif ettik. Burada üst sınır Marek Hamsik'in aldığı ücret. Biz de kendisine bunu önerdik. İsterse kalır, isterse kalmaz. Ama biz kesinlikle kalmasını isteriz. Çünkü çok beyefendi bir oyuncu ve profesyonel. Ama hiç kimse Trabzonspor'dan önemli değil. Buna biz de dahiliz.”
Başkan ve Asbaşkan’ın söylemlerine bakarsak, Trabzonspor Nwakaeme’ye teklifini yapmış, kendisinden cevap bekliyor.
Belli ki Trabzonspor’un kendisine yapmış olduğu teklifi kabul etmiyor.
Asbaşkan Doğan’ın söylediği gibi “Kimse Trabzonspor’dan önemli değil, buna bizde dahiliz…”
Bana göre bu sözler Nwakaeme konusunda sözün bittiği yerdir.
Sıkıntı nerede biliyor musunuz?
Trabzonspor’un şampiyon olmasında!
Neden diyeceksiniz?
Şampiyon oldu ya sonrasında kulübün kasası doldu ya da dolacak ya!
Gözler buraya dikilmiş!
Çünkü sözleşmesi biten veya transfer edilecek oyuncular olaya bu pencereden bakıyorlar.
Kimseler yeteneğine, oynadığı maçlarda ne verdiğine, takıma ne kadar katkı koyduğuna bakmıyor.
Bilakis düşündükleri tek şey şampiyon takımın oyuncusu olmalarıdır.
Bu sebeple de fazla para istemelerini kendilerinde hak görüyorlar!
Nwakaeme transferi de bu manada seyretmektedir.
Kendisine sözleşme yapılması yönünde teklif getirdiğinde söylediği, “Şampiyonluk benim için daha önemli” cümlesinde Nwakaeme her şeyi açık bir şekilde ortaya koymuyor mu?
O nedenle Trabzonspor’un işi transferde oldukça çok zor…
Bize gelen bilgi Denswil’inde ücret konusunda yüksekten uçmaya başladığı yönünde!
Ulan eskiden ‘kartallar yüksekten uçar’ diyorduk, bugün ise Trabzonsporlu futbolcular uçmaya başladı…
Hani ya bütün oyuncular herkesten daha çok Trabzonsporluydular!
Ulan para sen nelere kadirsin!
Görünen fotoğrafta TFF seçiminde iki aday yarışacak gibi duruyor.
Kapı arkalarında yapılan kulislerde TFF Başkanlığı için Gaziantepspor’un eski başkanı Mehmet Büyükekşi ile TFF Başkanlığı’nı vekaletten yürüten Servet Yardımcı’nın isimleri geçiyormuş.
Yine kulislerden aldığımız bilgilerde kulüplerin çoğunluğunun Büyükekşi’yi istedikleri konuşuluyor.
Benim merak ettiğim Trabzonspor’un, TFF seçimlerinde hangi adaydan yana tavır koyacağıdır!
Kulağıma gelen bilgilerde Servet Yardımcı’ya daha yakın durdukları yönünde…
Her ne olursa olsun, TFF seçimlerinde Trabzonspor doğru adım atmalıdır.
Yani, “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmakta var”
Bütünlüğün olduğu…
Birlikteliğin sağlandığı…
Oluşumun gerçekleştiği yerde, yani doğru tarafta yer almalıdır Trabzonspor…
Adres göstermeye gerek var mı? Adres belli…
TEK VUCÜT OLUNMALIDIR
Hem TFF de…
Hem de Kulüpler Birliği’nde kartlar yeniden karalıyor.
Kartların yeniden karalmasıyla futbolun en üst iki makamı TFF ve Kulüpler Birliği, Haziran ayında yeni yönetimleriyle buluşuyorlar.
Onun için Trabzonspor yol haritasını iyi yapmalıdır.
Onun için Trabzonspor atacak olduğu adımlarını sağlam atmalıdır.
Onun için Trabzonspor hesabını kitabını iyi kurgulamalıdır.
Bir söz vardır “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye.
Görünen köye baktığımızda bugünden bize bunu gösteriyor.
Sahi futbolda dengelerin değişmesi için Koç Ali elinden geldiğini ardına koymuyor!
Koç Ali üç gün önce çıktığı televizyon programında “Kulüpler Birliği’ne aday olacağım” dedi.
Ve sinyalini böylelikle vermiş oldu.
Demem o ki, camia olarak.
Demem o ki yönetimiyle ve taraftarıyla.
Demem o ki Trabzonspor her unsuruyla et-tırnak olmalıdır.
Açıkçası tek vücut olup kurgulanmak istenen bütün oyunları hep birlikte bozmalıyız.
İnanın camia olarak zor günler bizi bekliyor!
