Yenilmiyoruz ama Yenemiyoruz da

Uğurcan'da ne yazık ki bir o kadar talihsiz gol yedi. İki, üç top çıkarsa da yediği gol de hatası büyüktü. Kapattığı yerden kolunun altından kaçırdı topu. Lakin ben golü Uğurcan'dan önce Hüseyin'e yazarım. Adamı arkaya kaçırdığı gibi topun arkaya geçmesine ve Alanyalı'nın önüne düşmesine sebep oldu. O pozisyonu yaratır, şutu çekmesine izin verirsen işi %50 ye bırakırsın, kaleci tutar yada yer.

Hüseyin'e maç boyu 3 kere işimiz düştü. Birinde faul-sarı kart, birinde adam kaçırdı gol yedik, sonuncu da faul-ikinci sarı-kırmızı… nerden baksan tutar dalı yok. Her ne kadar ikinci sarı kartta Halis Özkahya yine Trabzonspor’ a çok cömert davranıp çok basit kart çıkartsa da sen sarı kartlısın ve daha dikkatli olmalısın. Zamanlama hatası yapmaya, adam kaçırmaya, sonra indirmeye lüksün yok. Faul kesinlikle doğru lakin ikinci sarı kart baba sarı olmalıdır. Pozisyonda oyuncu topu çeldi, Hüseyin ayağı koydu, adam taktı kendini ve düştü. Topun yönü kaleye değil dikine ve taç çizgisine doğru gidiyor, arkada iki tane savunmacı Trabzonsporlu var bir de aralarında Alanyalı var. O top geçse ve adam ilerlese bile iki savunmacı ve bir kaleci ile Trabzonspor savunma yapacak. Umut vaad eden ve kritik bir pozisyondan tam anlamıyla söz edemeyiz. İkinci sarının ağır olduğunu ve Halis hocanın ezbere kartı kolayca çıkardığını düşünüyorum.

Maç içinde uyguladığı standartlara baktığımızda da kendisi ile bu kart çelişiyor. Djaniny iki adam geçip kenardan top ile ilerlerken Efecan’ın arkadan takıp düşürdüğü pozisyon da sarısını kullanmadı mesela.. Alanyalı’nın ceza sahası biraz önünde yine Nwakameyi kestiği pozisyonda kullanmadı ve birkaç benzer faul de daha sarısını kullanmamasına rağmen bu pozisyonda ikinci sarısını çok cömertçe kullanabildi.

Trabzonspor liderliğe ve şampiyonluğa oynadığı bu süreçte bu kadar kolay kart görmemeli ve kırmızı ile eksik kalmamalı. Abdullah hoca da bu duruma parmak bastı ve dikkat çekti. Yalnız burada dikkat çekmek gereken bir hususta belli ki Avcı hoca takımı birçok kez 10 kişi oynamaya idmanlarda hazırlamış. Her iki maçta da 10 kişi kalmasına rağmen baskılı ve dirençli bir Trabzonspor vardı.

Eksik kalıyor ama maç kaybetmiyor.

Avcı ile eksik kaldığımız hiçbir maçta maç kaybetmemişiz. Bu muhteşem bir istatistik ki zaten hoca ile pek maç kaybetmiyoruz da fakat kazanırken de çok zorlanıyoruz.

Benim bu rüya takımdan beklentim her maç 3-4 gol ortalamasıyla oynamasıyken hala 1-2 golle maçları kapatmamız çok şaşırtıcı.

Burada aksayan savunma dörtlümüz, ön libero ve orta saha merkez konumumuzun etkisi olabilir. Berat ve Hamsik her ne kadar çok iyi mücadele etse ve kritik dokunuşlar yapsalar da savunma anlamında çok etkili olamadıkları aşikar. Sağbek zaten kanayan yaramız. İsmail Köybaşı, bir olumlu hareket yaparken 3 olumsuz hareket ardı ardına sergiliyor. Kısa paslaşma, bindirmeler de etkili görünse de arkaya adam kaçırma, isabetsiz top çelme, topu ıskalama, çalım yeme gibi konularda çok zaafları var.

Devre arası tek odaklanmamız gereken yer SOLBEK olmalı, solbek transferi yapılmadan yapılacak diğer transferlerin benim gözümde hiçbir hükmü olmayacaktır. Yenilmiyoruz ama lütfen artık Seri Galibiyetlerle maç kazanalım….

Taraftara da sitem etmeden olmaz.

40 binin 20 bini dolabilecek yerde biz 10 bini bile neredeyse yakalayamıyoruz. Tribünler boş ve isteksizdi. Sanki takım maçı kazansa lider olmayacak da 10. Sıradan 9. Sıraya çıkacakmış gibi bir taraftar kitlesine karşı oynadı.

Dün akşam tek tebrik edilecek taraftar kitlesi vardı. O da Şükrü Kuleyn abimizin organizatörlüğünde İYİ PARTİLİ KADINLAR dan oluşan teşkilatın tribünde misafir edilişi ve formalarla atkılarla takıma destek vermesiydi. Bu anlamlı organizeyi sağlayan Şükrü Kuleyn abimize teşekkürü borç bildim. Güzel görüntülere sahne oldu. İyi Partili Kadın kurmayların coşkusu, sevinci ve heyecanı gözlerinden okunuyordu. Varol Başkan…