Böyle Olmamalıydı
PrintHaber Tarihi : 25.03.2022 11:13
Gazeteci Yazar  Burak Çimşit'in Kaleminden 
Milli maçı büyük bir heyecan ile bekledik dün akşam. Otoriteleri bilmem ama ben takımımızdan çok ümitliydim. Ama yine aynı hastalığımız nüksettiği için kaybettik.
LEJYONER HASTALIĞIMIZ HORTLADI
Avrupa'da oynayan oyuncularımız tabi ki baş tacımız, hepsi bizim çocuklarımız ama takımlarında süre alamayan, formsuz olan oyuncularımızı neden inat ile oynatıyoruz !
Neden onlara da bu zararı veriyoruz?
Milli takımı neden menajerlere kurban ediyoruz?
Dün akşam takım sahaya çıkıp dizildiğinde önce kadrodan, sonrada dizilişten 'eyvah eyvah' dedim.
Milli takım teknik direktörü Kuntz cesur olayım derken resmen intihar etmişti. Premier ligin en çok gol atan oyuncusunun yanında bir dünya starı olan takıma karşı 3'lü savunma hangi aklın ürünüydü.
Orta saha adete çuvallarken Hakan Çalhanoğlu'nu üzücü gözlerle izledik. Düşünüyorum da bu kadar koşan ve göbekten kanatlara yönelen bir takıma karşı Dorukhan ile başlamak mantıklı değil miydi. Süper ligin en forumda, en çok saat alan orta saha oyuncularından biri ya hani !
Burak Yılmaz konusunda teknik direktöre tek kelime edemem çünkü yıllardır süre gelen kule forvet anlayışımıza uyan Hakan Şükür'den sonra ki tek forvet olduğu için mecburdu diye düşünüyorum.
Kalede Uğurcan'ı bazı kesimler bilerek ve isteyerek gündeme sokmaya veya tartışmaya açmaya çalışıyorlar. Bu yazarlara ve kesimlere tek cevap Uğurcan'ın istatistikleridir. Bu kadar kötü bir savunma anlayışına rağmen bana göre iyi kalecilik yapmıştır.
Uğurcan ve Abdülkadir'i önümüzdeki sene belki Avrupa'da izleyeceğiz ama yine de Lejyoner olmayacaklar çünkü onlar Trabzonsporlular. Bu ayrım senelerdir yapıldı ve yapılmaya da devam edecek isterse dünya starı olsunlar. Gökdeniz, Onur  ve Fatih önümüzde ve yakın tarihimizde örnek.