26 Ağustos günü Büyük Taarruz ile atılan ilk adım, vatanına canını siper etmiş bir milletin, tarihin en büyük mücadelesini vermesiyle, 30 Ağustos günü zafere ulaşmıştır. Bu kutlu mücadelenin başkomutanı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum.
Yola “Ya istiklal ya ölüm!” diyerek çıkan, silah arkadaşlarıyla birlikte taarruza değil ölüme yürüyen Mustafa Kemal Atatürk, büyük zaferin ardından durmamış, egemenliği millete teslim etmek üzere bir başka büyük mücadeleye girişmiştir. Bu O’nun, ömrü savaş meydanlarında geçen bir büyük komutanın, demokrasiye olan bağlılığının en büyük göstergesidir. Ve nihayetinde Atatürk, egemenliği kayıtsız şartsız millete devrederek, “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” ilkesine sıkı sıkıya bağlı, güzel Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa etmiştir.
Büyük imkansızlıklara rağmen verilen bu kutlu mücadele, bugünümüze de ışık tutmaktadır. Bizler de Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılında, her alanda milletimiz için mücadele edeceğiz. Bu bizim, aziz milletimize namus sözümüzdür!
Bu duygu ve düşüncelerle, özgürlük ve bağımsızlığı karakteri sayan, millet egemenliğine gönülden bağlı Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum. Tüm şehitlerimize rahmet diliyor, demokrasi ve özgürlük kahramanlarına şükranlarımı sunuyorum.
Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı yürekten kutluyorum.
