Kara propaganda: İsrail'in aldatma sistemi

Print
Haber Tarihi : 29.03.2024 16:56
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

İsrail, Gazze'de binlerce sivilin katledilmesine meşruiyet sağlayan, Filistinlilerin canlarını daha önemsiz gösteren büyük bir kara propaganda aygıtı işletiyor. Detayları gelin birlikte inceleyelim...

Kara propaganda: İsrail'in aldatma sistemi

 

Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 32 binden fazla masum sivili katleden İsrail, dünya kamuoyunu da kendi tezleri doğrultusunda yönlendirmek için büyük bir kara propaganda yürütüyor.

Esasen Filistin’e göçlerin başladığı 19’uncu yüzyıldan itibaren Yahudi Ajanslar, özellikle ABD’de büyük bir algı ve enformasyon savaşı yürütüyor. Varlıklı Amerikalı Yahudilerden finans desteği alabilmek için iyi bir hikaye uydurmaları gerekiyordu.

Ellerinde bunu besleyecek birçok mit mevcuttu. Başardılar, böylece bugün hala devam eden bu büyük destek elde edildi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ise İngiliz Avam Kamarası’nda hak edilmiş “Yahudi Yurdu” yalanı oldukça popülerdi. Bu çalışmalar sonucunda,  İngiltere  hükümeti 2 Kasım 1917'de Balfour Deklarasyonu ile Filistin'de "Yahudi ulusal anayurdu" kurulmasını destekleme sözü verdi.

Avrupa’yı kasıp kavuran İkinci Dünya Savaşı da yine bu ajanslar için önemli bir fırsatı doğurdu. Almanya’nın haricinde Rusya’dan Güney Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya yüzbinlerce Yahudi, bu operasyonlarla Filistin topraklarına akın etti.

Ben Gurion’un ilanıyla 1948’de kurulan İsrail, kendisini sürekli “vahşi ormanın içindeki modern bahçe” olarak tanımladı. Ortadoğu’daki tek nükleer güç olmasına rağmen kendisini sürekli düşmanlarla çevrili ve çaresiz bir toplum olarak lanse etti.

Bu algı çalışması,  ABD  ve Avrupa’da İsrail’e olan desteği sürekli kılarken, içeride de toplumsal direnci-korkuyu pekiştirdi.

Kurulduğu günden bugüne bölgesinde topraklarını genişleten tek güç İsrail’di. Mısır’dan, Suriye’den, Ürdün’den toprak aldı. Ancak yine de  İsrail  tehlikedeydi. Modern dönemde orduların güçlerini mukayese eden birçok otoriteye göre çevresinde en güçlü  ordu  İsrail’indi ancak yine de ABD’den en çok desteği o aldı. Öyle ki, bölgenin en büyük silah tedarikçisi Washington, Tel Aviv’in onaylamadığı ülkeye silah satmadı.
Öte yandan İsrail, topraklarını işgal ettiği, yüzlerce yıldır yaşadıkları evlerinden kovduğu Filistinlilerin kendilerini savunma reflekslerini de Batı’da “terörize” etmeyi başardı. Filistinlilerin topraklarını gasp eden işgalcilere karşı giriştikleri her eylem “terör” damgası yedi.

Bugün dünyanın en büyük cezaevi olarak tanımlanan Gazze, büyük bir mezarlığa dönüşmüş durumda. 32 binden fazla masum sivil katledildi. Hastaneler, okullar ve yardım kuruluşları dünyanın gözleri önünde bombalandı.

Gazzeliler kuzeyden Mısır’a doğru zorla sürüldü. Yüzbinlerce insan bir avuç toprak parçasında, Refah’ta sıkışmış durumda şimdi. Üstelik aç ve susuzlar.

Her gün haber ajansları açlık ve susuzluktan ölen bir çocuğun daha haberini geçiyor.  Birleşmiş Milletler  (BM) karar alamıyor, alsa da uygulanmıyor. Güney Afrika’nın açtığı dava ise İsrail ve ABD tarafından bağlayıcı bulunmuyor. Hatta mahkemeye yaptırım tehdidi bile yapılıyor.

ABD kasım ayında kritik bir seçime giderken Demokrat Parti’nin adayı  Joe Biden  Müslümanların oyunu-desteğini almak istiyor. Benyamin Netanyahu’dan Refah’a operasyon yapmamasını istiyor ama sözü dinlenmiyor. Washington’un Tel Aviv’deki nüfusu konusundaki analizleri değiştirmenin vakti geldi.

7 Ekim’den bu yana Avrupa’dan ABD’ye, Asya ülkelerinden Güney Amerika’ya İsrail’in işlediği  savaş  suçlarını kınayan milyonlarca insan sokaklara döküldü. Devlet başkanları, hükümetler saldırıların durdurulması için açıklama üstüne açıklama yaptı.

Peki, özellikle Batı’da sürekli mağdur algısı üzerinden çalışmalar yürüten Tel Aviv için bu durum korkutucu değil mi? En büyük destekçi  Donald Trump  bile İsrail algısının olumsuz bir değişime uğradığını söyledi. O zaman siyasi ve askeri elitler neden dikkate almıyor?

Batı’da bu algının değişmesi İsrail’in en son isteyeceği şey değil mi? Peki, neden harekete geçmiyorlar?
Aslında geçtiler.

Kara propaganda: İsrail’in aldatma sistemi

İsrail basınında çıkan haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla Tel Aviv’deki karar vericiler dünyada değişen İsrail algısı konusunda oldukça endişeliler ve bunu engellemek için de birçok çalışma yürütüyorlar.
Şimdi gelin, 32 binden fazla masum sivili öldürse ve 2 milyon insanı aç ve susuz bıraksa bile yine de yaptığı her şeyi meşrulaştırmaya çalışan, kitleleri yanlış yönlendiren ve algıyı kendi lehine döndürmeye çalışan İsrail’in aldatma sistemine yakından bakalım.

Orta doğu haberleri ve analizlerini doğrulama komitesi:  CAMERA

Amerika Birleşik Devletleri, 100.000'den fazla üyesi olan Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) gibi büyük ve onlarla ifade edilen, üye sayısıyla küçük 51 farklı İsrail yanlısı lobi örgütüne ev sahipliği yapıyor.


Bunların arasında, Amerikan medyası üzerinde baskı kurmaktan ve Orta Doğu ile ilgili konular ele alırken medyanın editoryal çizgisini kontrol etmekten sorumlu olan Orta Doğu Haberleri ve Analizlerini Doğrulama Komitesi (CAMERA) bulunuyor.

CAMERA, kendisini "İsrail ve Orta Doğu'nun doğru ve dengeli bir şekilde yayınlanmasını  teşvik  etmeye" adadığını söylüyor.

 

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.