Babacan'dan dövize endeksli mevduat uyarısı

Print
Haber Tarihi : 20.04.2022 18:00
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Babacan'dan dövize endeksli mevduat uyarısı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Haftalık Değerlendirme Toplantısı'nda gündeme dair konuştu. Babacan, ‘Dövize endeksli mevduat’ uygulamasını devleti batırma projesi olarak nitelendirerek Erdoğan'a seslendi. Babacan, Bu servet transferi, tarihimizin en büyük transferlerinden biri. Hey gidi garip gureba dostu Erdoğan hey! Ne oldu sana? "dedi.


"Kimler girdi aklına? Hangi çıkar çevreleri aklını çeldi de böyle bir işe kalkıştın?" diyen Babacan, "Yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapıyorsun.” ifadelerini kullandı.


Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:


"Konut fiyatları inanılmaz rakamlara ulaştı. İstanbul'da 120 metrekarelik konutun ortama fiyatı 1 milyon 600 bin lira olduğunu açıkladı Merkez Bankası. Şu rakamı görüyor musunuz?

Yine Merkez Bankası'nın verilerine göre konut fiyatları Türkiye ortalamasında yüzde 196 arttı. Bu şartlarda artık orta direğin konut edinmesi imkansızlaştı. Orta direk yıkıldı arkadaşlar. İnsanlar artık ev değil kiralık oda ilanlarına bakar oldu. Bu da yaygınlaştı. Halkın elindeki avcundaki yok edildiği gibi artık vatandaşlarımızın hayalleri de ellerinden alındı. Bir kıyaslama yapalım. 2010 yılına dönelim. Dolar 1 lira 50 kuruş. En düşük memur maaşı 1300 lira. Bugünkü kurla hesap etsek en düşük memur maaşının 13 bin lira olması gerekiyor. Refah seviyesini gözünüzde canlandırın. En düşük memur maaşının 13 bin lira aldığı bir Türkiye'yi hayal edin. Rüya gibi görünüyor ama gerçek o günleri Türkiye yaşadı. O yıllarda mezun olup işe başlayan gençler hemen bir ev araba alabilecek imkandaydı. Bugün İstanbul'da ortalama konut fiyatı 32,5 yıllık asgari ücrete denk geliyor. Hiçbir şey yemese içmese aldığı maaşı sadece konut almak için biriktirse 32,5 yıl sürüyor. Konut fiyatlarıyla vatandaşlarımızın gelir seviyesindeki uçurum hiç bu kadar büyümemişti.


ÜLKE SURVİVOR SETİNE DÖNDÜ


Enflasyon altında ezilen gençler, dar ve sabit gelirliler inim inim inlerken şuanda küçük bir azınlığa servet transferi yapılıyor. Millet çocuğuna okula gider harçlık veremiyor ama ülke de küçük bir azınlığa servet transferi yapılıyor. Gerçekten yazıklar olsun. Koskoca ülke Survivor setine döndü. Bu mesele çok temel bir insan hakkıdır.


İktidardaki zihniyet şuanda ne yapıyor sosyal yardım ve sosyal desteklere muhtaç haline getiriyor. İlgili bakanlığa bakıyoruz 6 milyon haneye yardımda bulunulduğunu övünerek açıklıyor. 6 milyon ne demek biliyor musunuz? En az 20-25 milyon vatandaş demek. Milyonlarca insanı sosyal yardımlarla yaşamaya mahkum bırakıyorlar. Bir ülkede bu kadar insan muhtaç yaşıyorsa utanç vesikasıdır. Önemli olan yardıma ihtiyacı olanların sayısını azaltmaktır. Biz hep açıklıyoruz. İhtiyacı olan hanelere asgari gelir desteği sağlayacağız. İnsanları barınma, giyinme gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakmayacağımızı söylüyoruz. Asıl çare topyekun zenginleşmesidir. DEVA Partisi iş başına geçtiğinde herkesin eli ekmek tutacak.


OTOBÜS BİLET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ


Sizlere bir kağıt parçası göstermek istiyorum. Adeta servet değerine çıkmış durumda. Bu bir Ankara-İstanbul arası otobüs bileti. 300-400 lira tek yön, gidiş geliş 600 lira. Geldiğimiz nokta bu. İşte siz döviz kurunun kontrolünü elinizden kaçırırsanız. Merkez Bankası'nın arka kapısından 130 milyar doları satıp, ülkeyi muhtaç haline getirirseniz. Bu ülkede otobüs fiyatlarının geleceği nokta bu. Şimdi bayram geliyor bayramda bilet bulmak yer bulmak kolay değil. Bayramda üniversiteliler ailelerinin yanlarına gitmek isteseler, verecekleri gidiş-dönüş bileti bir aylık bursu kadar bu öğrencilerin. Biliyorum ki pek çok üniversite öğrencisi bu bayramı ailesiyle geçiremeyecek. Gençler bilet alamıyoruz diyor. Ak akçe kara gün içindir. Biz o döviz rezervlerini niye biriktirdik? Ülkenin finansal sisteminin bir koruma kalkanı olsun diye biriktirdik. Siz çarçur edin diye değil. Yazık günah. Dikkat edin arkadaşlar o gün bugündür dikiş tutmuyor. O gün bugündür bu ülke sürekli yoksullaşıyor. Partili Cumhurbaşkanı tek imza yetkisiyle göreve başladığından bu yana yanına akraba bakanı alıp ekonomide akıl dışı bilim dışı işi yapmaya başladığından beri ülkede dikiş tutmuyor. Beceremeyecekler, yapamayacaklar. İktidardaki zihniyetin bayram hediyesi bu. Bu sadece otobüs bileti değil Türkiye'deki yoksulluğun belgesidir.


BENZİN FİYATLARI


Eylül ayından beri bunlar bu kuru patlatmasaydı benzinin fiyatı taş çatlasa 10 lira olacaktı. Diyorlar ki dünyanın her yerinde petrol arttı. Evet arttı da 7-8 liradan 9-10 liraya çıktı. Bizde niye 20-24 liraya çıktı. Şimdi arkadaşlar daha önce de söyledim tekrar ediyorum. Bu aradaki farkın adı Erdoğan zammıdır. Benzin, mazot bu ülkede 9-10 lira değil de 20-22 lirayla o aradaki fark Erdoğan'ın Merkez Bankası'na talimatla yaptırdığı yanlış işlerin bedelidir. İstanbul Ankara arasındaki otobüs bilet ücretinin yarısı Erdoğan zammıdır. Bu 300 lira değil 150 lira olacaktı. Bu fiyat artışlarının sebebi akıl dışı bilim dışı ekonomi deneyleridir. Bütün bu millet deneyzededir. Bu böyle gitmez.


DÖVİZ ENDESKLİ MEVDUAT HESAPLARI


Bu devleti, hazineyi batırma projesidir. Banka müdürü hesabınızı dövize endeksleyelim hesabınızı diyor. Yerli ve milli ekonomi politikası bu mu ya? Siz zorla reklam yaparak zaten 3'te 1'e düşmüş hesapları teşvikle destekle dövize, dolara, kura endeksleyelim demek yerlilik millilik midir. Peki bir başka soru var. Daha ilk 10 günde 10 milyar ödediler dimi. Hesapların vadesi doldukça ödeniyor. 90 günlük hesapların vadesi doldu onun için bunu ödediler. Daha fatura çok kabaracak. Eğer diyelim ki 15-16 lira oldu rakam 100 milyarı geçiyor. 17-18'e doğru giderse felaket. Peki soruyorum bu parayı nereden bulacaklar? Nereden buluyorlar? Para basacaklar. Evet, para basarak ödemek zorunda kalacaklar. Diyorlar Merkez Bankası kaynaklarından alacağız. 


Yahu Merkez Bankası'nda para mı bıraktınız. Tükettiniz, sıfırladınız. Merkez Bankası'nın kaynağı nerede? Para basma makinası. Peki para basınca ne olacak? Enflasyon daha da artacak. Kur daha da artacak. Kura endeksli mevduat hesaplarına kur farkı ödemek zorunda kalacaklar. Peki daha da artan kur farkını nasıl ödeyecekler? Daha çok daha çok para basacaklar. Para pul olur. Tam bir borç sarmalıdır bu. 20 Aralık'ta açıkladılar. Ben 21 Aralık'ta uyardım. Zam üstüne zam enflasyon üstüne enflasyon. Bu servet transferi, tarihimizin en büyük transferlerinden biri. Dar gelirliden alıp bir avuç varlıklı insana transfer. Gerçekten akıl alır gibi değil. Merkez Bankası'na para bastırdığınız da ne olacak tüm toplumun cebinden para çalmaktır. Enflasyon tüm toplumun cebinden para çalmaktır. Ve bakıyorum düşünüyorum. Bu servet transferi, tarihimizin en büyük servet transferlerinden birisidir. Hey gidi garip gureba dostu Erdoğan! Ne oldu sana yahu? Kimler girdi aklına? Hangi çıkar çevreleri aklını çeldi de böyle bir işe kalkıştın? Yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapıyorsun. Tarih şahittir ki biz uyardık. Yapmayın, yazıktır günahtır dedik. Gözlerini karartıp yanlışta ısrar ediyorlar. Yazıklar olsun.


1 TEMMUZ'DAN İTİBAREN MAAŞLARIN GÜNCELLENMESİ ŞART


Bu iktidardaki otorite ittifak göz boyayarak sorunları çözeceklerini sanıyorlar. Bu maaş zamları daha ocak ayı bitmeden eriyecek dedim. Beştepe yapımı yerli ve milli kriz katmerlenerek devam etti. TÜİK'in makyajlı enflasyonu 3 ayda yüzde 22. Peki bu dönemde memura verilen zam ne kadardı yüzde 7. E hani emekliyi, memuru, dar gelirliyi enflasyona ezdirmeyeceklerdi? Maaş zammı kuş oldu uçtu gitti. Bugün buradan hükümete acil çağrıda bulunuyoruz. 1 Temmuz'dan itibaren maaşların güncellenmesi şart oldu. Yine bayram yaklaşıyor kaç yıl önce ilan ettiğiniz bayram ikramiyesinin üzerine koya koya 100 lira fark koydunuz ya. Enflasyondan haberiniz yok mu, duymuyor musunuz. Emeklilerimizin içinde bulunduğu durumu görmüyor musunuz. Hem bayram ikramiyesinin anlamlı bir şekilde artırılması şarttır. Hem de tüm Türkiye'deki sabit gelirli vatandaşlarımızın asgari ücret dahil maaşlarının gözden geçirilmesi zorunludur. Çünkü hiçbir hesap kitap tutmuyor. Gerçek enflasyonun yüzde 140'larda olduğunu unutmayın. 1 Temmuz'da gerekeni yapın. Hayatın çok pahalı olduğunu unutmayın.


HEY GİDİ FAİZ DÜŞMANI ERDOĞAN HEY


Tarıma çiftçiye bir yılın tamamında 12 ayda ayırdıkları bütçe 29 milyar, sadece yılın 3 ayında faize ödedikleri rakam 85 milyar. Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey. İnanılır gibi değil. Hani sen faizle mücadele edecektin. Yüksek faizi savunmak vatana ihanettir diyordun. Faizler yüzde 6-7 iken yüksek faiz vatana ihanettir diyordun. Şuanda sana doğrudan bağlı hazinenin ödediği faiz yüzde 25. O yüzde 25 faizin adını nasıl koyacağız. Yüzde 6 faiz vatana ihanetse, şu anda sayın Erdoğan'ın ödediği yüzde 25'in ödediği faizin adını nasıl koyacağız. Benim adım ekonomist ne oldu. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı her şeyi bilmek zorunda değildir. Bilenlerle, dürüst kadrolarla çalışacaksın. İnatlaşmayacaksın. Çünkü senin inadının bedelini millet ödüyor.


Bu milletin parasını faize gömen zihniyeti ilk seçimlerde müsait bir yerde indireceğiz.


SİYASİ HESAPLA VATANDAŞLIK VERİLİYORSA DERHAL SON VERİLSİN


Göçmen meselesi bütün dünyada çok önemli bir konu. Özellikle ekonomik kriz vurduğunda göçmen meselesi çok daha ön plana çıkan bir sorun olur. O ülkede yaşayan vatandaşlar kendi ihtiyaçlarını karşılayamazken başka ülkelerden gelip te o ülkede yaşayanların kendi ülkelerine haklı olarak yük olduklarını düşünürler.


Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göçmenlere ilişkin sorusu üzerine, "Toplumumuzdaki göç ve göçmen sorununun çözülmesiyle ilgili kuvvetli talep belli ki hükümet tarafından da artık hissediliyor, duyuluyor. Onun için her hafta farklı bir açıklama yapıyorlar. Ülkemizin bir göç politikasına ihtiyacı var ve şu anda Türkiye'nin bir göç politikası yok. Acilen bir göç politikasının oluşturulması gerekiyor.

Eğer önüne gelene siyasi hesapla vatandaşlık vermek gibi bir hesap varsa buna derhal son verilmesi gerekiyor. Aksi halde kabul edilebilir bir durum değil ve halkımızın sabrı bu konuda bir yere kadar. Dolayısıyla bunun nabzını iyi ölçmemiz gerekiyor. Bir an önce köklü çözüm programını hükümetin Türkiye'nin önüne koyması gerekiyor.

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.