Yeneroğlu, KHK’ların ömür boyu sonuç
doğurmasının da ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu savundu.
 
Yeneroğlu, yayınladığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
 
“Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’ları ile kamu görevinden ihraç gerekçeleri
arasında belirtilen ve kesinleşmiş bir yargı kararına dayanmayan ‘üyelik ve
mensubiyet’ kavramlarının masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirtmiştir. Bu
tespitine rağmen aynı kararda ne yazık ki irtibat ve iltisak kavramları ve
KHK’lıların ömür boyu kamu görevinden yasaklanmaları konularında Anayasa’ya
aykırılık görmemesi Anayasa Mahkemesi açısından kara bir lekedir.
İrtibatlı veya iltisaklı olduğundan bahisle savunmaları dahi alınmadan bir
gece vakti Resmî Gazete’de yayınlanan bir OHAL KHK’sı ile kamu görevlerinden
ömür boyu ihraç edilen kişiler sivil ölüme itilmiş başta ekonomik, psikolojik
ve sosyolojik olmak üzere çok ağır sonuçlarla yüzleşmişlerdir.”
 
‘İrtibat ve
iltisak, hukuki güvenliği ortadan kaldıran belirsiz kavramlardır’
Söz konusu kararın iki nedenle hukuka aykırı olduğunu ileri süren Yeneroğlu
gerekçelerini şöyle sıraladı:
 
“İrtibat ve iltisak kavramları hukuki güvenliği ortadan kaldıran, sonradan
getirilen tanımların ise geçmişe yürütüldüğü belirsiz kavramlardır. İrtibat ve
iltisak kavramları mevzuatta daha önceden tanımlanmış ve içeriği belirli
kriterler değildir. İhraç tarihinde kişilerin meslekten çıkarılmayı gerektiren
somut bir fiili olmamasına rağmen tamamen hal ve tutumları ile belirli bir
gruba yakınlıkları veya sempatizanlıkları olduğu varsayılarak irtibat veya
iltisaklı oldukları isnadıyla insanlar meslekten çıkarılmıştır. İrtibat ve
iltisak kavramları ise ihraçlar tamamlanıp, OHAL Komisyonu’ndan ret kararları
çıktıktan sonra mahkemeler tarafından çerçevesi belirsiz şekilde tanımlanmış ve
bu tanımlar geçmişte gerçekleşen olaylara uygulanmıştır. Bu kavramlar, Anayasa’nın
öngördüğü şekilde açık, net ve anlaşılabilir olma kriterlerini
karşılamamaktadır. Nitekim Venedik Komisyonu’na göre de bu kavramlar her türlü
bağlantının kamu görevinden çıkarılmayla sonuçlanmasına imkân tanıyan ve asgari
düzeyde de olsa güvence sağlamayan bir niteliktedir.”
 
‘Ömür boyu
sonuç doğurması ölçülülük ilkesine aykırıdır’
“Yargı kararına dayanmayan ve belirsiz kriterlerle gerçekleşen ihraçların
kişiler açısından ömür boyu sonuç doğurması ve hatta aile üyeleri açısından
güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hükümleri nedeniyle ihraç kişinin
yakınlarının da kamu görevlerinden men edilmesi sonucunu doğurması sebebiyle
OHAL’in kalıcılaştırılması anlamına gelir ve ölçülülük ilkesine aykırıdır. Anayasa
Mahkemesi kararında, ihraçların usuli güvenceler ve bireyselleştirme
sağlanmadan yapıldığı ve ölçüsüz olduğu itiraf edilmesine rağmen bu tedbirlerin
ömür boyu yasaklama sonucu doğurduğu göz ardı edilerek ihraçların OHAL
sınırlarını aşmadığına ve ölçülü olduğuna karar verilmiştir. Hâlbuki ömür boyu
kamu görevinden men eden bu hükümlerin ‘ölçülü’ kabul edilmesi AYM’nin önceki
ve AİHM’in de güncel içtihatlarına açıkça aykırıdır. Nitekim AİHM, yakın
tarihli ‘Polyakh ve diğerleri/Ukrayna’ kararında, acil bir durum olduğu
gerekçesiyle kişilerin toptancı bir şekilde damgalanmaları, kamu görevinden
çıkarılmaları, on yıl süresince kamu görevinden yasaklanmaları ve yaklaşık on
bin kişiyi etkileyecek şekilde geniş kapsamlı tutulmasının ölçülü olmadığına ve
insan hakkı ihlali olduğuna hükmetmiştir.”
 
‘OHAL
KHK’ları sorununu çözeceğiz’
“DEVA Partisi olarak Anayasa’ya ve hukuka aykırı olan, ağır mağduriyetlere
yol açan insan hakkı ihlallerine son vereceğimizi ve OHAL KHK’ları sorununu
çözeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”