Ömer Çelik 'Sınırımız'da Terör Devletine Müsaade Etmeyeceğiz'

Print
Haber Tarihi : 26.02.2024 20:27
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

AK Parti MYK toplantısının ardından kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik 'Sınırımız'da Terör Devletine Müsaade Etmeyeceğiz'
Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"VATANDAŞLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ"

Dünya liderlerinden sayın cumhurbaşkanımızı arayanlar var. Vatandaşlarımızın bugün buraya gelerek gerek mesaj yoluyla, sosyal medya ve telefon üzerinden bize ulaşarak ilettikleri tebrikleri sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Antalya'daki sel felaketi ve Erzincan İliç'teki kayıplarımızla ilgili büyük üzüntüler yaşadık. Bugün Elazığ'da olay oldu, Allah'a şükür ki, oradaki vatandaşlarımız sağ olarak kurtarıldı.

"SINIRLARIMIZIN YAKININDA TERÖRİSTAN KURULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Seçim sürecinde bu çalışmalar devam ederken ülkemizin güvenliği korunması bakımından terörle mücadele kararlılıkla sürmeye devam ediyor. Sınırlarımızın yakınında teröristan kurmak isteyenlere hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğimizi bu kararlılığımız göstermiştir. Harekatlar yapılmasaydı bölgenin haritasını değiştirmek isteyen karanlık hayalleri biliyoruz. Bunların arkasındaki odakları da biliyoruz. Bunlara müsaade etmedik, bundan sonrasında da müsaade etmeyeceğiz.

"ARKADAŞLARIMIZ IRAK'I ÜST ÜSTE ZİYARET ETTİLER"

Bu aynı zamanda komşularımızın da güvenliğinin sağlanması bakımından son derece önemlidir. Komşularımız yeterli kapasite ortaya koyabiliyorsa zaten sorun olmayacaktır. Bu kapasite ortaya konulmuyorsa Türkiye Cumhuriyeti BM'nin kendisine verdiği yetkiyi kullanacaktır. Arkadaşlarımız Irak'ı üst üste ziyaret ettiler. Terör örgütlerine karşı ortak mücadele bakımından hem de Irak'ta Kalkınma Yolu Projesi'nin sağlığı açasından terörle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ifade etmiş oldular.

"5 İLDE HAK SAHİPLERİNE 31 BİNİ AŞKIN KONUT VE KÖY EVİ TESLİM EDİLDİ"

Güney sınırında teröre müsaade etmeyeceğimizi, birtakım odakların faaliyetini net bir şekilde gördüğümüzü ve hepsiyle topyekün mücadele ettiğimizi belirtmek isterim. Ne seçim ne başka gündem hiçbir şekilde deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yaralarını sarma iradesinin önüne geçemez. Cumhurbaşkanımız deprem bölgesini ziyaret etti. Her şart altında deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla beraber olduğumuzun ifadesidir. Cumhurbaşkanımızın ziyaret ettiği 5 ilde hak sahiplerine 31 bini aşkın konut ve köy evi teslim edildi.

"ENFLASYON VE DİĞER ALANLARLA İLGİLİ OLARAK OLUMLU GELİŞMELERİ GÖRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü siyasi iradesi ve desteği ile Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda program devam ediyor. Cari açık, enflasyonda düşüş, işsizlikte azalış gibi oranlar görülmeye başlandı. Örneğin kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 35.9'a çıktı, genç işsizlik oranı yüzde 15.3'e geriledi. Enflasyon ve diğer alanlarla ilgili olarak olumlu gelişmeleri görmeye devam edeceğiz. Bundan sonra vatandaşlarımızın olumlu etkileri daha çok göreceği, bu programın daha güçlü neticeler vereceğini değerlendiriyoruz.

"BM RAPORLARINA GÖRE 6 ÇOCUKTAN 1 TANESİ GAZZE'DE ŞİDDETLİ BİR KITLIKLA KARŞI KARŞIYA"

Gazze'de Netanyahu hükümetinin soykırım faaliyetleri maalesef devam etmektedir. Batı Şeria'da saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı giderek artıyor. Hiçbir çağrı, hiçbir girişim bu soykırım faaliyetinden Netanyahu hükümetini geri döndürmedi. Açık kaynakların söylediği öylesine büyük bir gıda problemi var ki, insanlar hayvan yemi yemek durumunda kalıyor. BM raporlarına göre 6 çocuktan 1 tanesi Gazze'de şiddetli bir kıtlıkla karşı karşıya. İsrail'in güvenliği çerçevesinde faaliyet yürüttüğünü söyleyen İsrail güvenlik güçlerinin sistematik bir katliam çerçevesinde hareket ettiği defalarca görüldü.

"ABD TARAFINDAN VETO EDİLMESİ AMERİKA AÇISINDAN UTANÇ VERİCİ KARA LEKE OLARAK TARİHİNE GEÇECEK ADIMDIR"

Güney Afrika'yı bu eylemlerinden dolayı eleştirenlerin aslında bu soykırım suçuna ortak olduklarını, soykırım faaliyetlerini desteklediklerini ifade etmek isterim. İsrail bu safhalardan defalarca geçmiştir her seferinde uluslararası hukukun kurallarını ihlal ederek, faaliyetlere devam etmiştir. Gazze'de ortaya çıkan tablo uluslararası sistemin topyekün işlevsizleşmesi, işe yaramaz hale gelmesi gelmiş dayanmıştır. Gazze'de soykırıma destek veren bir noktaya ve konuma gelmiştir. Burada soykırımı yapan Netanyahu hükümetin ahlaken ve siyaseten iflasının, nefret eyleminin sembolü haline gelmesinde uluslararası mekanizmaların etkisizleşmesi gibi tabloyla karşı karşıyadır. ABD tarafından veto edilmesi ise Amerika açısından utanç verici kara leke olarak tarihine geçecek adımdır. BM Güvenlik Konseyi içindeki bilek güreşi, 10 dakikada bir çocuğun öldüğü soykırımın devam etmesine yol açmaktadır.

"İSRAİL'İN GAZZE İLE İLGİLİ PLANLARI COĞRAFİ BÜTÜNLÜĞÜ TAMAMEN YOK EDECEK"

Bugün İspanya ve Belçika'nın ortaya koyduğu tutum doğru olan tutumdur. Bunun AB açısından da kabul görmesi lazımdır. Avrupa halklarının isyanı, soylu eylem yapmalarının neticesinde daha çok ses çıkmaya başladı. Esas problem Filistin devletinin kurulması için ateşkesin ortaya çıkması ve sürecin başlaması lazım. Başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinden bahsediyoruz. İsrail'in Gazze ile ilgili planları coğrafi bütünlüğü tamamen yok edecek, her türlü devlet niteliğinden yoksun kağıt üstünde devlet durumuna Filistin'i getirecek durumdadır. Coğrafi bütünlüğüne sahip Filistin devletinin ortaya çıkmasının uzaklaştığı her durum bu bölgede güvenlik risklerinin artmasına ve İsrail'in katliamı daha da şiddetlendirmesine yol açacaktır.

"BUNDAN SONRA GAZZE GÜNDEMİMİZDE OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Cumhurbaşkanımızın bütün ziyaretlerinin amacı Gazze konusundaki ortak duruşu daha da güçlendirmektir. Gerek Cezayir, gerek Mısır tarafından yapılan açıklamalar son derece müsbettir. Cumhurbaşkanımızın diplomasi atağının, Gazze için yapılan en güçlü diplomatik girişim olduğunu ifade etmek isterim. Bundan sonra da Gazze gündemimizde olmaya devam edecektir.

"BARIŞÇIL DİPLOMASİYİ GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Karabağ savaşı sonrası ortaya çıkan tabloyu hassasiyetle takip ediyoruz. Bu süreci sabote etmeye çalışan yeni girişimleri görüyoruz. Ermenistan'da bu saldırganlıklardan vazgeçme, refahı çerçevesinde normalleşmeyi yürütme konusunda irade çıktığını görüyoruz. Bunu bazı Batılı ülkelerin ve diasporanın sabote etmek istediğini net bir şekilde görüyoruz. Buradaki barışçıl diplomasiyi güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz.

"TÜRKİYE YENİ ASTRONOTLARI DA UZAYA GÖNDERECEKTİR"

Türkiye teknoloji alanındaki ilerlemesini aynen devam ettirmektedir. Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde milli savunma hamlesi güçlü bir şekilde devam ediyor. Türkiye yeni astronotları da uzaya gönderecektir. Türk mühendisi ve işçisinin emeğiyle bu ürünlerin çeşitli ülkelerde güvenliği sağlayan İHA ve SİHA'larımız gibi tüm dünyaya barış mesajı vermeye devam edeceğini ifade etmek isterim.

"KARŞIMIZDAKİ MUHALEFETİN 14-28 MAYIS SÜRECİNDEN YEREL SEÇİME KADAR İÇİNE DÜŞTÜĞÜ TABLOYU NET BİR ŞEKİLDE HATIRLATMAK GEREKİR"

Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim mesaisi devam edecektir. Burada Cumhur İttifakı ortaya koyduğu ilkeler ve prensipler çerçevesinde sandığa 1 aylık zaman kalmışken, kendi ilkeleri çerçevesinde açık bir iletişimle yoluna devam etmektedir. Karşımızdaki muhalefetin 14-28 Mayıs sürecinden yerel seçime kadar içine düştüğü tabloyu net bir şekilde hatırlatmak gerekir. 6'lı Masa olarak karşımıza çıkmıştı. Hepsi Cumhurbaşkanı yardımcısıydı. Bunların ortaya koymaya çalıştığı sistemin ihtiyaçları karşılayacak, yönetilme ihtiyacını karşılayacak sistem olmadığını ifade etmiştik. Sonrasında ortaya çıkan gelişmeler bizim ifadelerimizin çok ötesinde bir vahametin olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkan sayın Kılıçdaroğlu'nun kendi partisinden, müttefiklerinden bile götürdüğü net şekilde görüldü. Milletin önüne çıkıp poz verenlerin şu anda birbirlerine belki de Türk siyasi tarihinde en ağır söylemle mukabele ettiklerini görüyoruz.

"6'LI 7'Lİ MASADA BULUNANLARIN VATANDAŞA ÖZÜR BORCU VAR"

6'lı 7'li destek veren genel başkanların vatandaşlarımıza özür borcu vardır. Şimdi gördük ki gizli protokoller çıktı ortaya. Her birinin bugün yerel seçim için oy istemeden önce o süreçte ortaya koydukları tutumla ilgili olarak milletten özür dilemesi gerekir. Bütün bunlar olmamış gibisinden 'Ben iyiydim onlar kötüydü' diyerek oy istemek siyaset açısından geçer not almaz. CHP'de neredeyse siyasi aklın rafa kaldırıldığı, onun yerine yapay zeka ile karar verilmeye çalışıldığı, hizip savaşların devam ettiği bir tablo var. Bütün bunlar siyasetsizliğin neticesidir. En son sığındıkları şey, bütün bu saçmalığı izah etmek için bir yapay zeka hikayesi oldu. Gelinen nokta şudur 6'lı 7'li masada bulunanların vatandaşa özür beyanında bulunmasıdır.

"GÖÇ KONUSUNDA GÖÇMEN KONUSUNDA FARKLI BİR SİYASETİNİZ OLABİLİR"

Seçim sürecinde son derece üzücü bir olaya Ankara Mamak'ta şahit olduk. CHP başkan adayı Iraklı Türkmen çocuklarının gözünün içine bakarak nefret söyleminde bulundu. 'Bunlar Türkiye için sorun olur' dedi. Bu aslında milletimizin faydasına olmaz, milletimizin değerleriyle uyumlu olmaz. Bunların hangi provokasyonlar gözetilerek yapıldığını net bir şekilde görmeliyiz. Bir topluluğun içerisinde böylesine faşizan bir üslupla konuşulmasını şiddetle lanetlediğimizi ve kınadığımızı ifade etmek isterim. Göç konusunda göçmen konusunda farklı bir siyasetiniz olabilir ama bu nefret söylemine, suçuna dönüşüyorsa, demokrasiyi zehirleyecek şekilde faşist bir üslupla ifade ediliyorsa bunun karşısında olacağımızı ifade etmek isterim.

SORULAR VE YANITLAR

"HERKES SAHADA ÖZGÜRCE SİYASET YAPABİLSİN"

Siyasi partilerin üstüne düşen sandık güvenliğini sağlamak milletin iradesinin tecelli etmesine yardımcı olmaktır. Devlet kurumlarının aldığı tedbirler var bunun yanısıra siyasi parti temsilcilerinin olayı takip etmekle ilgili vazifeleri var. Herkes sahada özgürce siyaset yapabilsin. Nefret siyasetine savrulmadan, meşruiyet çerçevesinde siyasi faaliyet yapabilsin. Siyasetçinin notunu verecek olan yegane merci vatandaşımızın iradesidir.

"TÜRKİYE GÜVENLİ ŞEKİLDE SEÇİM YAPAN GÜVENLİ ÜLKEDİR"

Seçim güvenliği güvenlik güçlerimiz tarafından zaten yerine getirilmektedir. YSK gerektiği zaman gerekli açıklamayı yapmaktadır. Sandığa gidildi ve oy kullanıldı. O sandıktan vatandaşımızın iradesinin net çıkması önemlidir. Sandık başlarında nöbet tutan bütün siyasi partilere mensup vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. AK Parti olarak çok deneyimliyiz. Bugün de sayın Cumhurbaşkanımızın katıldığı seçim işleri başkanlarımızın olduğu toplantı gerçekleştirdik. En küçük beldeye kadar temsilci arkadaşlarımız var. Onun görevi sandığın net bir şekilde ortaya çıkmasıyla ilgilidir. Sabah 05.00'te arkadaşlarımızın sandık başında hazır olurlar. Bütün vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Türk demokrasisinin korunması, geliştirilmesi bakımından büyük fedakarlıkla çalışan teşkilatlarımıza ve Cumhur İttifakı teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Şundan herkes emin olsun. Türkiye güvenli şekilde seçim yapan güvenli ülkedir. İçişleri, Milli Savunma Bakanlığımız bütün gücüyle sandıkların güvenliği sağlayacak şekilde yüksek konsantrasyonla çalışmaktadır. Geçen seçimde sayın Kılıçdaroğlu 'Şu saatten sonra sokağa çıkmayın provokasyon olur' demişti. Ben de karşılık olarak 'vatandaşlarımız tabii ki sokaklara çıkacak demokrasi şölenini kutlayacaktır' dedim. Türkiye bunu defalarca yaptı. Bütün dünyanın gözünü kamaştıran demokratik olgunlukla bunu yaptı.

"VATANDAŞLARIMIZIN SAHİP OLDUĞU DEĞERLERİ İNCİTMEYE HUKUKEN DE AHLÂKEN DE KİMSENİN HAKKI YOKTUR"

Vatandaşlarımızın dini değerlerini incitecek şekilde birtakım açıklamalar olduğunda AK Parti olarak karşısında dururuz. Bunlara karşı duruşumuzu, siyasi mücadelemizi net şekilde ortaya koyarız. Vatandaşlarımızın sahip olduğu değerleri incitmeye hukuken de ahlâken de kimsenin hakkı yoktur. Benzer şekilde devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımızın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili her türlü kötü, çirkin sözün karşısında oluruz. Tarihçiler tartışır, konuşur, demokrasilerde haktır. Ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı kötü sözün meşrulaştırılmasını asla kabul etmeyiz.

"AB ÇOK UZUN ZAMANDIR İÇE KAPANMIŞTIR"

Ukrayna-Rusya savaşında 2 yıl geride bırakıldı. Bu savaşın kazananı yok. Burada kaybeden uluslararası sistemdir. Karadeniz'den başlayarak dünyayı tahıl meselesinden gıda güvenliğine kadar sarsan bir savaş var. Gerek Avrupa gerek batı bu savaşın çıkmasını engelleyebilecek bir barış kapasitesi ortaya koyamadı. Uzun zamandır savaşsız geçirilen dönemlerden ders çıkarılarak diplomasi ortaya konmuştu. Ama bu birikimden diplomatik çerçeve ortaya çıkaramamıştır. AB çok uzun zamandır içe kapanmıştır, Borel'in bahsettiği 'Avrupa bahçe bizim dışımızda orman var, bu bahçeyi ormandaki zararlılardan koruyalım' yaklaşım içerisinde olmuşlardı. Bugün ortaya gelen tabloda Rusya-Ukrayna savaşı sözkonusu olduğunda bir kısmı savaş kulübü gibi hareket ediyor, bir kısmı etkisiz eleman olarak çağrı yapmakla yetiniyor.

"CUMHURBAŞKANIMIZIN ARABULUCU OLMA ÇAĞRISI DEVAM ETMEKTEDİR"

Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu diplomatik kapasite halen masadaki barışı gerçekleştirebilecek yegane diplomasi ve seçenektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın arabulucu olma çağrısı devam etmektir. İki taraf böyle aşamaya gelirse yegana güvenilir arabulucu Türkiye'dir iradesinde değişiklik olmamıştır. Bir kısmı savaş çıksın bir kısmı bir kenarda durmayı tercih ediyor. Bunların hepsi barışı tehdit eden tabloya negatif katkı sağlıyor. Uluslararası kurumların etkisizliği, AB'nin diplomatik kapasite üretmesinde zayıflığı net bir şekilde görüldü. Gazze meselesinde İspanya ve Belçika hariç Avrupa'da sınavı geçen yok. Borrel'in değerlendirilmesi doğrudur. Borrel Ukrayna'da uluslararası hukuka atıf yaparken Gazze'de bundan vazgeçemeyiz diye açıklama yapmıştı. Geçmişte Almanya'da yahudilere yapılan soykırım karşısında susan kültür bugün Netanyahu hükümetinin Tevrat'tan alıntılar yapıp, Tevrat'ı da istismar ederek susmayı devam ediyor. Bu ahlaken ve siyaseten utanç tablosu olarak tarihe geçmiştir.

"HER KESİMDEN VATANDAŞIMIZA DESTEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Bugünkü MYK'da Seçim İşleri Başkanlığı'nın sunumu değerlendirildi. Her kesimden vatandaşımıza destek olmaya devam edeceğiz. Çalışma Bakanlığımızın emeklilik meselesinde çalışmalarını takip etmek gerekir.

"TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK KONUSU HİÇBİR ZAMAN PAZARLIK KONUSU DEĞİLDİR"

F-16'larla ilgili gelinen bu noktaya gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Türkiye kendi güvenliğini, egemenlik haklarını koruyacak ülkedir. NATO müttefiki ülkelerden parası karşılığında silah sistemi almaya kalktığında kısıtlamanın çıkarılması siyasi akılla bağdaşmaz. Çünkü bu ortak NATO güvenliğine katkı yapacaktır. Siyasi anlaşmazlıkların müttefik ülkeler arasındaki güvenlik pazarlığına dönüşmemesi gerekmektedir. Türkiye'nin güvenlik konusu hiçbir zaman pazarlık konusu değildir. Hiç kimse bize gelip de 'Şunların karşısında Suriye'de operasyon yapmayın, terörle mücadele etmeyin' diyemez. Türkiye her aşamada aldığı kararları uygular. F-35'lerde Türkiye bir güvenlik aracı elde etmişse, güvenlik kapasitesinden belli bir şekilde vazgeçerek başka bir şekilde kavuşmasını istemek doğru olmaz. NATO üyesi olmasa da batılı ülkelerin çok yakın ilişki geliştirdiği Hindistan'da var. Burada bakılması gereken şey kazan kazan anlayışıyla bakılmasıdır. Böyle olduğunda Türkiye her zaman pozitif ilişkisi içerisinde olacaktır.
ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.