Kod Adı ''Kuzu'' Freni Patladı Gibi!

Print
Haber Tarihi : 29.07.2022 18:42
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Kod Adı ''KUZU' Miraç Özağcı'nın Kaleminden

Kod Adı ''Kuzu'' Freni Patladı Gibi!

Ne mutlu bize?

Ne mutlu Kınalı Kuzum ile ikimize?

İkimizin de Tek dileği birliğimizin, dirliğimizin bozulmaması...

Ama mahallemizin esas oğlanları Kınalı Kuzum’a kıymak için her türlü hamleyi yapmaktadırlar.

Duyan duymayana…

Okuyan okumayana haber versin…

Buradan haykırıyorum…

Asla kuzumu yem ettirmeyeceğiz.

Asla kuzumu yedirmeyeceğiz.

Asla kuzumu kurban ettirmeyeceğiz.

Salı günkü köşemizde Kınalı Kuzum bizim mahalleyi mercek altına almıştı…

Kınalımın heybeciği o kadar bilgi, belge doluydu ki biz Kınalı Kuzum’dan gelen bilgilerin ancak bir parçasını kullanabilmiştik.

Hoş gelmiş benim dünyalar güzeli Kınalı Kuzum.


kuzuuu


-Hoş gördük üstatların piri…

Kınalım o kadar abartma bizi, bizden ileri ne pirler var? Piyasa pirden geçilmiyor…

-Üstadım benim pirim sensin, benim patronumsun…

Sağol benim güzel kuzum, geçen hafta mahallemizle ilgili yaptığımız sohbeti yarım bırakmıştık.

-Aynen öyle üstadım, en son TSYD’yi yazacaktık, bu güne bırakmıştık. İstersen TSYD’den devam edelim...Üstadım bu aynı “Atalım mı Arap kızı atalım mı… vay vay” a benzedi.

Ulan kuzum nerelere gidiyorsun ne oldu sana bu günlerde?

-Hiçbir şey üstadım, Kurban Bayramı’nı kazasız, belasız geçirdik ya ondandır herhalde…

Öyle olsun da başka bir şey olmasın, biliyorsun bu işleri!

-Her şeyi biliyorum Üstadım, takma kafana bir şey. Kendimi koruyup kolluyorum. Üstadım, TSYD’ye geçmeden sana ve senin en samimi olduğun mahalle arkadaşın Bülent Deveci’ye soruyorum, sizin mahallenin Huysuz Virjin’leri kimlerdir?

İlahi kuzum güldürdün beni. Bizim mahallede Huysuz Virjin’lerde mi var?

-Salı günkü köşemizde neden söyledim ‘bizim mahalle karşı ki mahalle, sizin mahalle goy goycu mahalle’ diye… Sonra devam etti, ‘yalancısın inanamam Osman ağa… sabahlara dayanamam Osman ağa… naylon çorap ister Osman Ağa…”

Kınalı Kuzum ben senden korktum. İyi ki ‘şu bizim mahalleye bir bak’ dedim.

-Ah be üstadım sizin mahalleye öyle bir baktım ki, o bakışımla mahallenizde neler neler gördüm?

Durum o kadar mı vahim Kınalı Kuzum?

-Üstadım ben onu bunu bilmem, sizin mahallenin nesini anlatayım? Bir kere kendini adam yerine koyuyorsan, omurga yapın dik olacak, yani omurgalı olacaksın...

Kınalı Kuzum yine birilerine göndermemi yapıyorsun?

-Üstadım ben hiç birilerine gönderme yaptım mı? Adama direk söylerim… Neden omurgadan bahsediyorum?
Bazı olaylara şahit oluyorum, bazen yaşananları kuzu gözümle görüyorum, kahroluyorum. Allah aşkına nedir bu ya? Nasıl bir omurgadır? Nasıl adamlıktır? Nasıl bukalemunluktir?
Yemin billah iğreniyorum...

Kınalı kuzum hayırdır fren patlattın…

-Ne fren patlatması üstadım, freni patlatsam, yaşananları, söylenenleri, halay çekmeleri, lay laylom oynamaları kuzu dilim dile getirse, vallahi de billahi de yer yerinden oynar. Fakat her şeyin vakti zamanı var. Biliyorsun hiçbir şey gizli kalmaz, hiçbir şey karanlıkta kaybolmaz. O hiçbir şeyler gün gelir mutlaka gün ışığıyla buluşurlar. Sizin mahallede Rize’de gazetecilik yapan rahmetli Necati Tuzcu vardı… Tuzcu’nun aktif gazetecilik yaptığı dönemlerde tatlı ve güzel bir söylemi vardı, “Gün ışığı görmemiş haberler” diye… Bende ki bilgiler de gün ışığı görmemiş bilgiler.

Kınalı Kuzum sanki burada tehditvari bir şeyler konuşuyorsun.

-Ne tehditvari üstadım, biz kimi tehdit etmişiz, benim anlatmak istediğim yaşanmışlar, söylenenler var ya onlardan bahsediyorum. Mesela şu fetöcülükten cezaevinde olan Trabzon eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek’in kimin elinden tutup Ankara’ya getirdiğini, sonrasında o getirdiği kişiye bir gazete için referans olduğunu, yine fetecülük suçlamasından dolayı yurt dışına kaçan Adem Yavuz Aslan ile kimlerin masaya oturduğunu, o masada neler konuşulduğunu, yapılan görüşmeler sonucu masadan ne alınıp ayrıldığını unuttuğumu mu zannediyorlar?

Amanın da amanın güzel kuzum hoppp ne diyorsun sen?

-Üstadım, bir şey demiyorum o zamanlar yaşananları ve iddia edilenleri dile getiriyorum, bakıyorum da herkes sütten çıkmış ak kaşık gibi racon kesiyor…

Kınalı Kuzum sen yine suyu bulandırma, iş yine dönüp dolaşıp bizim arkadaşlarımıza, bizim dost deyip sırtımızdan hançerlemeye çalışan kişilere dokunur, boş ver!
-Üstadım ‘sen ne varsa getir’ demiyor musun? Kime dokunursa dokunsun? Ben gomişim o havaya, kimse Huysuz Virjin rolüne bürünmesin? Bizim bir tane Huysuz Virjin’imiz vardı, o da rahmetli oldu…

Kınalı Kuzum öyle konulara girdin ki iş tam Arap saçına döndü…

-Üstadım iş neye dönerse dönsün hiç umurumda değil, kim ne ekerse onu biçecek! Hacivat-Karagözlük yapmayı bırakacaklar… Delikanlı, dolayısıyla adam olmanın da bir raconu vardır. O raconu adamlık kisvesinden çıkanlara öğreteceğiz ya da sizin mahalleden göndereceğiz.

Bu çok iddialı bir söz oldu Kınalı Kuzum… Sahi senin başına güneş mi girdi…

-Üstadım bu kez sen güldürdün beni, biz ne güneşli günler gördük?

Neyse Kınalı Kuzum sen böyle konuşunca ipin ucu kaçtı, TSYD ile ilgili konular yine kaldı.

-Üstadım, kimse kusura kalmasın, fren patlayınca vurup gidiyorum. Acelesi mi var yazarız…

O zaman haftaya diyelim Kınalı Kuzum…

-Evet üstadım, haftaya buluşmak dileğiyle hocca kalın…

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.