Doğan İnanıyorsa Sorun Yok

Print
Haber Tarihi : 14.06.2022 11:01
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Miraç Özağcı'nın Kaleminden Direk Atış


Doğan İnanıyorsa Sorun Yok

Asbaşkan Ertuğrul Doğan konuşmuş!

Ne demiş Ertuğrul Doğan? “Rakiplerimizin kötü olduğu söylemine katılmıyorum. Biz çok iyi olduğumuz için rakiplerimiz kötüydü. Onların moralini bozduğumuz için rakiplerimiz kötüydü. Devre arasında yaptığımız transferler nedeniyle rakiplerimiz moralleri bozulduğu için kötüydü. Tabi ki bunların hepsi bir stratejiydi”

Böyle demiş sevgili asbaşkanımız!

Bana göre,Asbaşkan çok mu çok üst perdeden konuşmuş!

Sorarım asbaşkana ‘o ki biz çok iyiydik’ diyorsunuz, Rizespor ile oynadığımız iç ve dış saha maçlarını nereye koymamız gerek?

Ya Antalyaspor maçları için ne demeli?

Ya kümeye çoktan düşmesi kesinleşen Malatyaspor maçını ne zorlukla aldığımızı ve son dakikada verilmeyen penaltıya ne yorum yapmalıyız?

Ya Karagümrükspor maçı!

Ya Galatasaray ya Kayserispor maçları…

Say saya bildiğiniz kadar böyle bir sürü maç var Trabzonspor’un.

Demem o ki şampiyon olduk keyfini tabi ki çıkaralım ama sezon boyunca yaşanan aksaklıkları, eksiklikleri olumsuzlukları da görmemezlikten gelmeyelim.

Yok devre arasında yapılan transferlerle rakiplerin moralleri bozulmuş!

Yok biz iyi olduğumuz için rakipler kötüymüş!

Sahi asbaşkanımızın kendisi acaba bu söylediklerini inandırıcı buluyor mu?

Buluyorsa sorun yok…

  O Kİ İYİ KADRO VAR NEDEN BEŞ TRANSFER?

Yine asbaşkanımız Ertuğrul Doğan ile devam edelim.

Doğan, “Teklif gelecek oyuncularımız belli olduğu için alternatifleri planlamamız dahilinde hazır. Sol ve sağ bek, bir stoper, bir ön libero ve sol hücum bölgesine bir oyuncu transfer etme planımız var” demiş.

Eyvallah sayın asbaşkanım!

Belirtiğiniz gibi tespitlerinize bizler de sonuna kadar katılıyoruz.

Ancak bir yandan da açıklamanız için “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diyoruz.

Neden mi?

Anlatayım sayın asbaşkanım Ertuğrul Doğan!

Çok iyi olduğunuzu yani kadronuzun iyi oyunculardan kurulu olduğunu söylüyorsunuz.

Amma velakin açıklamanızın sonrasında sol ve sağ bek, bir stoper, bir ön libero ve sol hücum bölgesine bir oyuncu transfer etme planınız olduğunu belirtiyorsunuz.

Kısacası üsteki açıklamanızla alttaki açıklamanız hiç mi hiç örtüşmüyor sevgili asbaşkanım!

Futbol aklımız yettiği kadarıyla, biz söylemlerinizden şunu çıkarttık…

“Şampiyon olduk ama dört dörtlük bir kadroyla bunu başaramadık, o nedenle en az beş oyuncuya ihtiyacımız var, bu mevkilerde yetersiz olmamıza rağmen 38 yılın hasretine son verdik. Önemli olan şampiyon olmak değil miydi, bizler bunu başardık”

Ne yalan söyleyeyim ben böyle anladım söylediklerinizden.

Yine de her şeye rağmen şampiyon olduk ya, gerisi bütün camia için teferruattır diyorum.

GİTTİ DE GİTTİLER!

Eee bu saatten sonra kafayı dağıtmak için bu dinlenir…

Ha biz çalalım da kim dinlerse dinlesin!

Arabeskin kralı Orhan babanın bir zamanlar hit şarkısıydı…

Gitti de gitti sevgilim gitti,
Ardına bile bakmadan gitti de gitti,
Bu gönül onundu almadan gitti,
En güzel ümidimi en güzel yıllarımı çaldı da gitti,

Bir gönül oyunu oynamıştı benimle,
Kaybeden ben oldum, kendi ellerimle,
Yaşamadım böyle derdi daha beter yerine,
Baş başayım talihimin en acı kaderiyle.

Bu şarkıyı günümüze uyarlarsak…

Bakınız şarkıdan nasıl sözler çıkıyor?

Gitti de gitti U17 takımı gitti…

Gitti de gitti U16 takımı gitti…   

Gitti de gitti U15 takımı gitti…

Gitti de gitti U14 takımı gitti…

Ardına bile bakmadan gitti de gittiler...

Ey gidi Hamit Cihan hocam…

Ey gidi felsefi cümleler kurup karşısındakini hipnotize etmeye çalışan 7 Cihan aleme bedel hocam!

Yaaa bu işler felsefi konuşmalar yapmakla olmuyor!

Yaaa bu işler atıp tutmakla da olmuyor!

Bak 7 Cihan aleme bedel hocam! Bütün kategorideki takımların bir bir elendi gittiler…

Sorarım size, şimdi kime ne anlatacaksınız?

Şimdi kime ne diyeceksiniz?

Sevgili felsefeci hocam, sezon bitti zatıalinize nasıl bir karne vermemiz lazım ki, seni koruyup kollamaya çalışanların elini güçlendirelim?

Hiçbir etki altında kalmadan, hiç duygusallığa bağlamadan, size karne vermeye kalksak, yemin ediyorum sizi ikmale değil, direk sınıfta bırakım.

Çözüm mü?

Değişim ve dönüşüm acil yapılmalıdır!

Bu işin başka lami cimi yoktur…

MÜŞTERİ DEĞİL VATANDAŞ!

Oktay Söğüt yine kitabın ortasından yazmış.

Bize de düşen sevgili Söğüt’ün yazdığı yazıyı sosyal medya hesabından alıp sizlerle buluşturmaktı.

Biz de şuan onu yaptık…

“Doğanın nimeti olan suya, elektrik ve akaryakıt fiyatlarındaki artışı örnek gösterip zam yapan belediyeler içerisinde Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin karnesi en kötü olanlardan.

  Başkan Zorluoğlu döneminin başında, metreküpü 3 lira 25 kuruş olan suyun fiyatı bugün 7 lira 67 kuruş. Artış yüzde 136.

Oysaki sosyal devletin, ilgili kamu kuruluşlarının ve belediyelerin en başta gelen görev ve sorumluluklarından birisi, tüketiciye -vatandaşa- yeterli, sağlıklı ve ucuz, hiç geliri olmayanlara ise ücretsiz su sağlamaktır.

Bakın, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya’daki üniversite öğrencileri evlerinde 5 tona kadar suyu ücretsiz kullandırıyor. Evet, 5 metreküpe kadar su bedava.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, sosyal yardım alan 200 bini aşkın aileye suyun metreküpünü 1 liraya veriyor.

  10 metreküpe kadar su kullananların faturası 10 liraya sabitlenmiş durumda.

  Evet, 10 metreküp su sadece 10 lira.

Trabzon Büyükşehir belediyesi gibi birkaç yüz aboneye değil, onbinlerce su abonesine ya indirimli yâda ücretsiz su veren böyle birçok belediye var.

Vatandaşın ve şehrin önceliklerini bilmeyen, bir plan ve programa sahip olmayan, kaynaklarını har vurup harman savuran, har vurup harman savurunca da İlbank, yetmedi kamu, daha da yetmedi özel bankalara borçlanan Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin, vatandaşı müşteri gibi görmesinin en doğal sonucu su zammıdır.

Hiç değilse dar gelirlinin, geliri olmayanların ve öğrencilerin hayatlarını kolaylaştırmak için, suyun ücretsiz ya da az ücretlendirilerek fatura edilmesi gerekmektedir.

  Sosyal belediyeciliğin geldiği noktadan bihaber olan Trabzon Büyükşehir’in, kafasını kumdan kaldırıp, su abonesini müşteri değil vatandaş olarak görmesini bekliyoruz.”

Nokta….

BİRİSİ EL ATSIN

Şehrin her bir yanında müthiş bir görüntü kirliği oldu!

İşin sadece bayrakları asmakla bittiğini mi zannettiniz?

Hâlbuki ki bordo-mavili bayraklar şehrin caddelerine sokaklarına, bahçelilerine apartmanlarına, yollarına, dağlarına, bayırlarına ağaçlarına direklerine her yerine ilk asıldığında şehir o kadar güzel bir görüntüye bürünmüştü ki, şehrin her tarafı  cıvıl cıvıl bordo-maviye dönüştürülmüştü.

Bugün ise rüzgârdan olacak bütün asılı bayraklar rüzgârın etkisiyle ters düz olmuş vaziyette çirkin bir görüntü vermektedir.

Bir Allah’ın kulu çıkıp ta ters düz olan bayraklara el uzatıp, el verip, bayrakları eski haline getirmiyor ne hikmetse.

Var mı tersi düz yapacak bir Allah’ın kulu?

Yahu bayrakların asılı olduğu her yer de mutlaka bir belediye vardır, hiç değilse onlar el atsa o güzelim bayrakların düzeltilmesine, ne olur ki?

Şampiyon olduk, şimdi her şeyi bittiye mi getirdik?

He ne dersiniz?

ASLA PİŞMAN OLMAZSINIZ

Pazar günü arkadaşlarımızın davetine icabet ederek Kalecik’e gittik.

Araklı’yı bilenler..

Araklı kalecik plajına gidenler…

Kalecik’i çok iyi bilirler.

Kalecik’te şirin mi şirin denizi temiz güzel bir aile plajı var.

Kalecik’te plajla birlikte,  deniz havası alırken kahvaltı yapabileceğiniz bir mekânda mevcut.

Mekân yıllardır Araklı ve Araklı dışından gelenlere kesintisiz hizmet vermektedir.

Pazar günü dostlarımızla bu mekândaydık.

Mekanın işletmecisi Eren kardeşimiz bizlere öyle bir kahvaltı hazırlayıp sundu ki, masamızda yok yoktu dersem inanın fazla abartmamış olurum.

Hemen belirteyim reklamı olacak ama öyle fiyatları uçuk kaçık değil.

Denize nazır, deniz havası alırken kahvaltı yapmak istiyorsanız birde buna denize girmeyi eklerseniz rahatlıkla çoluk çocuğunuzla gidebilecek olduğunuz bir mekandır Kalecik plajı…

Ben sizlere buradan garanti veriyorum, gittiğinizde hiçbir konuda asla pişman olmayacağınız bir mekân…

HOBİ GÜZEL BİR UĞRAŞ

Çoğu kimse mutlaka kendisine bir hobi uğraşı yapmıştır.

Kimisi bağ bahçeyle uğraşmayı…

Kimisi kitap okumayı…

Kimisi bizim gibi yazmayı kendisine hobi edinmiştir.

Gazetemizde de hobiyle uğraşan bir çok arkadaşımız var.

Erdoğan Bekar arşiv yapmayı…

Derya Nazlı çiçek yetiştirip bakmayı.

Rahman Turan işinin yanı sıra kitap yapmayı..

61 medya internet sitemiz haber arşivlemeyi…

Haber servisinde çalışan arkadaşlarımız ise çok çalışmayı kendilerine hobi etmişler.

Temennimiz herkesin güzel bir hobiyle buluşmasıdır elbet…

Allah bizleri güzel hobilerle uğraşmayı nasip etsin…

ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.