Davutoğlu partisinin grup toplantısında konuştu

Print
Haber Tarihi : 01.11.2023 11:27
FaceBook paylaş Twitter paylaş Google paylaş Yahoo paylaş MSN paylaş Hotmail paylaş Delicious paylaş Digg paylaş

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu TBMM grup toplantısında konuştu. Özel bir İstanbul yasası çıkarılması gerektiğini belirten Davutoğlu, "Bu yasanın birinci maddesi 'asla İstanbul'a ihanetle Kanal İstanbul yapılmayacak' olmalıdır" dedi.

Davutoğlu partisinin grup toplantısında konuştu
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir TBMM grup toplantısında önemli açıklamalarda bulunuyor.

İKTİDAR FİLİSTİN İÇİN 18 GÜN SUSTU

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Geçtiğimiz hafta grup konuşmasında hüzün ve onuru bir arada demiştik. Evet onurluyuz Cumhuriyetimiz 100 yaşına girdi. Hüzünlüyüz. Çünkü insanlık tarihinin gördüğü en büyük katliamlardan birisi Gazze'de yaşanıyor. Dün Cebali Mülteci Kampı bombalandı yüzlerce kardeşimiz vefat etti.

Geçtiğimiz hafta Gazze konusunda da Cumhuriyet'in kutlamaları konusunda da toplumsal kutuplaşmanın çok kötü bir örneğini gördük. Gazze söz konusu olduğunda bir grup açık bir şekilde İsrail yanlısı tavır aldı. Bizler ilk günden beri Filistin'i savunduğumuz için üstümüze geldiler.

Bir grup objektif görüntü altında mazlumla zalimi eşitledi her ikisi de suçlu ya da her ikisini de lanetlemek lazım dedi. Bir grup bekledi, bekledi, bekledi... 18 gün sonra İsrail zulmünü lanetleyip bir miting gerçekleştirdi. İktidar.

İktidar, Filistin konusunda 18 gün sustu Cumhuriyet Bayramının hemen öncesinde. Sadece Cumhur ittifakına açık bir miting. Sanki Filistin davası onların tekelindeydi. Sanki 18 gün susan onlar değildi bizdik. Sanki onların elinde icraat gücü yoktu da şikayet ediyorlardı.

Şunu demek istiyorlardı. Filistin davasını tekelimize alır, istediğimiz zaman Filistin'den bahsederiz, istediğimiz zaman susarız, istediğimiz zaman zalimi ve mazlumu aynı yere koyarız, istediğimiz zaman hamaset yaparız. İşte biz bu tavra karşıyız.

Öyle bir günde miting yapıldı ki... Aynı gün bir tarafta Gazze bir tarafta Cumhuriyet kutlamaları.

Muhalefette ise, Hamas ile İsrail'i zalimlerle mazlumları bir araya getiren yorumlar yaptılar. Onlar da Cumhuriyeti tekellerine alıp Cumhuriyet ile Gazze karşılıklı bir şeymiş gibi kutuplaşmanın Cumhuriyet tarafında durdular.

Biz daha ilk hafta sonu Temel Karamollaoğlu ile büyük bir miting gerçekleştirdik ve sesimizi yükselttik. Cumhuriyet'in kutlanması konusunda da bu tekeli kimseye bırakmadık.

Kimse onurumuzu da hüznümüzü de tekeline almasın. Gazze'de dökülen her damla kanın, göz yaşının takipçisi, savunucusu da biziz. İstiklal ordularının ve Cumhuriyetimizin sahibi de biziz! Ne Gazze istismarı ne Cumhuriyet istismarı. Gerçek Anadolu insanı ikisinin de kıymetini bilir ikisine de ayağa kalkar.

Birçok Batılı lider dün açıklamalar yaptılar "Gazze'de ateşkes için erkendir" Şunu demek istiyorlar. Yeteri kadar insan ölmedi daha. Yeteri kadar kadın, çocuk ölmedi. Vahşet izlenmedi. Yaklaşık 2 milyon 400 bin kişi 8 bin kişi şehit edilmiş.

Amerikan Başkanı Biden'a seslenmek istiyorum. Sayın Biden, ne demek biliyor musunuz 2 milyon 400 bin kişiden 8 bin kişinin ölmesi? 331 milyonluk ABD'de 1 milyon kişinin ölmesi demek. 300 bin çocuğun ölmesi demek. 230 bin kadının ölmesi demek.

Bugünkü şartlarda ne yapılmalı? İsrail büyükelçisini derhal geri gönderin demiştik. O İsrail büyükelçisi bu ülkede başbakanlık yapmış birine yani bana tweet üzerinden hakarette bulunmuştu. Bekledim Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi Başbakanı'na sahip çıksın diye. Çağırsın İsrail büyükelçisini "Bu ne rezalettir?" desin diye. Ama olmadı. Biz bunun hesabını bir gün sormayı biliriz. Kenara koyalım.

Ancak "İsrail büyükelçisini gönderin" dedik göndermediler. İsrail büyükelçisi kendisi kalktı gitti. Oradan da "Türkiye ile ilişkileri gözden geçireceğiz" diye bugünlerde sert açıklamalar geliyor. Niye önce siz adımı atmazsınız? Niye hala İsrail büyükelçisi gittiği halde Türkiye büyükelçisi tedavülde durur?

Mısır'da yapılan Kahire Zirvesi'nde çoğu ülkenin Başbakanı katıldı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı orada yoktu. Bir platform ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı var ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yok. O platformda Türkiye adına ne çıkabilir? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olan yere gitmeyiz diyorsanız. O zaman da şunu diyecektiniz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti gibi ağırlığı olan bir ülke varken ve rest çekmişken Mısır Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tercih ediyorsa siz ağırlığınızı koyamıyorsunuz demektir.

Henüz İslam İşbirliği Teşkilatı toplanmış değil. Derhal toplanmalı. Dışişleri Bakanları düzeyinde toplandı ama yetmez. İslam ülkelerini hepimiz biliriz. Lider yoksa Dışişleri Bakanları aldığı talimatı uygular. Liderler bir araya gelecek ve en azından Birleşmiş Milletler İnsan Hakları New York Direktörü'nün söylediği 10 maddenin bir kısmını revize ederek dile getirecekler. O diyor ki "Artık Oslo süreci ile aldatmayın Filistinlileri" diyor.

Madem İslam İşbirliği Teşkilatı toplanmıyor. Sayın Cumhurbaşkanı "Filistin Dostları Grubu" diye bir grup oluşturun. Bütün Afrika, Latin, Asya ülkeleri gelir. Müslüman olmayanlar da gelir. Din, dil, mezhep gözetmeden hep beraber soykırıma karşıyız deyin. Madem İslam İşbirliği Teşkilatı çıkmıyor, insanlık vicdanını harekete geçirin.

Bir kamu diplomasisi yapın sayın Cumhurbaşkanım. İstanbul'da insanlık vicdanının yanında duran bütün aydınları çağırın. İsterseniz ben size tek tek sayayım isimlerini.

Bir Filistin Dostları STK platformu kurun devletler dışında. İsrail yaptırımlarınızı açıklayın. Şu ana kadar Türkiye'den İsrail'e hiçbir yaptırım uygulanmadı. Kimse şov yapmasın. Kimse hamaset yapmasın. Miting meydanındaki milyonlarca vatandaşımıza teşekkür ediyorum hepsi Filistin aşkıyla gitti. Bizi çağırmasalar da Filistin için atılan tüm adımlara teşekkür ediyorum.

Ama eğer organize eden iktidarsa ben beklerdim ki orada "İsrail'e şu şu yaptırımları uygulayacağım" demesidir. Ne uygulayabiliriz mi diyorsunuz? 1- Oraya giden petrolü kesin. 2- İsrail savaş makinesinin çalışmasını sağlayan tüm lojistiği kesin. 3- Uçuş yasağı getirin. Türkiye'nin hava sahasını İsrail'e kapatın. İsrail'e ne taşıdıklarını bilmiyoruz. 48 saat mühlet verin, İsrail saldırıları durdurmazsa bizim için ateşkes geç oldu geç. Şunları şunları uygulayacağım deyin.

Bir taraftan yüreğimiz Gazze'de bir taraftan 12. Kalkınma Planı'nda. 12. Kalkınma Planı'nın en önemli özelliği 11. Kalkınma Planı'nda işlenen suçları örtbas etmek. 11. Kalkınma Planında gayrisafi milli hasılamız düştü. İlk 10 ülkeye girecektik. 2016'da 16. ülkeydik şimdi 19. ülkeye geriledik ve gerilemeye devam ediyoruz.

Türkiye'de ekonomi-politik kriz var. Ekonomik olsa sadece çözmek kolay. 11. Kalkınma Planı'nı doğru dürüst okumayanlar. 12. Kalkınma Planı'nı yazamazlar. 11. Kalkınma Planı Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kalkınma planıdır. Uygulanırsa Türkiye'nin uçuşa geçeceği iddia edilen kalkınma planı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hedeflerinden en çok sapmış kalkınma planıdır. Makro hedeflerin tümü sapmıştır.

11. Kalkınma Planı'ndaki hatalarınız, günahlarınız, yolsuzluklarınız, israfınız 12. Kalkınma Planı'nı anlamsız kılmıştır.

Barbarca bir vahşi servet transferi yapıldı. Birileri çok zengin kılındı birileri fakirleştikçe fakirleşti.

İMAR YASASI ŞARTTIR! İSTANBUL YASASI ŞARTTIR

Kentsel dönüşümle birlikte imar yasası şarttır. İstanbul yasası şarttır. Özel bir İstanbul yasası çıkarılmalıdır. Bu yasanın birinci maddesi "asla İstanbul'a ihanetle 'Kanal İstanbul' yapılmayacak" olmalıdır.

Kanal İstanbul civarında yeni Esenyurt hayalleri kuranlar var. Biz Saadet- Gelecek grubu olarak kentsel dönüşümün arkasındayız. Kentsel dönüşüm adı altındaki 'rantsal dönüşüme' de karşı koyacağız, direneceğiz. Bunun adı "rantsal dönüşüm"

Deprem bölgesinin felaketleri üzerinde bile 3-5 müteahhidi zengin etmek için parsel parsel deprem bölgesini paylaştılar. KYK yurtlarının başına akrabalarını getirip asansör faciasının hesabını soramayanlar. Akrabanızı getirirseniz soramazsınız. Siyasetin bulaşmadığı yolsuzluk olmaz.

Şimdi de deprem bölgesinde kış şartlarında olağanüstü zorluklarla karşı karşıya kalacak kaç konut yaptınız? Maliyetini kaça yaptınız bir açıklayın bakalım. Deprem bölgesi üzerinden bile zengin olmak isteyen veya yakınlarını zengin etmek isteyen bir yönetimin olduğu bir yerde bereket olmaz.

GÖNLÜMÜZ KABUL ETMİYOR

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

İslam aleminin dağınıklığını gönlümüz kabul etmiyor. Eğer İslam alemi bir dağınıklık içerisindeyse liderini bulamadığı için dağınıklık içerisindedir.

Genel Başkanımızın da ifade etmeye çalıştığı gibi tarım ve hayvancılığı bir 'milli güvenlik meselesi' olarak kabul etmek varken. Tam tersine tarım ve hayvancılığı önemli ölçüde zayıflatacak mahiyette çiftçimizi desteklemek yerine dışarıdan ithal ederek ihtiyaçlarımızı karşılama politikamızı geliştiren bir anlayışın bu ülkeye faydası olabilir mi?

Bu topraklarda güçlü olmanın şartı ekonomik yönden güçlü olmaktır. Ekonomiyi sosyal, kültürel ve de siyasi hedefleri doğrultusunda etkili kullanabilmektir. Bunu yapabilmek tarihsel perspektif gerektirir. Bunu yapabiliyor muyuz? O yüzden yönümüzü Washington'dan veya Moskova'dan çevirip kendi tarihi ve kültürel bağlarımız olan ülkelere çevirmeliyiz.

Binlerce km uzakta yapılan planlara figüran olmak yerine bu ülkelerde, bu anlaşmaları, bu teşkilatların liderliğini yapmak varken farklı bir politika takip etmek bu ülkenin çıkarına değildir.
ANASAYFA |GÜNDEM |BÖLGESEL |SİYASET |EKONOMİ |SPOR |DÜNYA |SAĞLIK |TEKNOLOJİ |KULİSVAR |BİLİM-EĞİTİM |KÜLTÜR SANAT |MAGAZİN
GİRİŞ SAYFAM YAP| |RSS ÖZET AKIŞI|İLETİŞİM|KÜNYE
Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri Tarafından Geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır.