DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Habertürk TV’de
Hülya Hökenek ve Faruk Aksoy’un sorularını yanıtladı. Babacan, hükümetin
ekonomi yönetiminin yanı sıra seçim sonuçlarını ve seçime yönelik muhalefetin
yaptığı iş birliği hakkında devam eden tartışmaları değerlendirdi.
 
‘Hukuk, adalet düzgün değilse gelir ekonomiyi vurur’
Ekonomi yönetiminde yapılan değişikliklerin ekonomiyi düzeltmeye
yetmeyeceğinin altını çizen Babacan, “Türkiye'nin ekonomisi sadece ekonomi
yönetimiyle düzelmez. Çünkü hukuk, adalet eğer düzgün değilse bir ülkede gelir
ekonomiyi vurur. Eğer eğitim sistemi düzgün çalışmıyorsa gelip ekonomiyi vurur.
Mesela enflasyonun patladığı dönemde Merkez Bankası Başkanı olan insanı
tuttular, BDDK'nın başına da atadılar. Merkez Bankası burada ne kadar çaba
gösterirse göstersin, eğer BDDK onunla aynı çizgide destekleyici adımlar
atmazsa bu iş olmaz, enflasyon falan düşmez bu ülkede. Bunların hepsi bir
bütün. Eğer TÜİK, şeffaf bir şekilde enflasyonu ölçmezse, ne yaparsanız yapın
zaten söylenenler bir yalan dünyası” diye konuştu.
 
‘Türkiye’nin bir ekonomi programı yok’
"Şu anda Türkiye'nin bir ekonomi programı yok.  ‘Orta vadeli program üzerinde çalışıyoruz’
dediler. Demek ki neymiş? Yeni yeni bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Program
açıklanınca bakacağız, gerçekçi mi, tutarlı mı?"
 
‘Cumhurbaşkanı’nın kredi dilenerek ekonomiyi yönetmeye
çalışması mı yerlilik millilik?’
“Benim ekonomi yönetiminin başında olduğum dönemde
hazinenin borcu nasıl gidiyor? 2018’de alanı ekonomi olan Erdoğan’ın tek imza
ile ülkeyi yönetmeye başladığı dönemden itibaren nasıl gidiyor? Ülkenin borcunu
makul seviyede tutmak mı yerlilik millilik, yoksa Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi
içeriye dışarıya borçlandırarak, gidip kapı kapı Suudi Arabistan’dan,
Katar’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden kredi dilenerek ülke ekonomisini
yönetmeye çalışması mı yerlilik millilik?”
 
‘Bu ülkeyi yönetme iddiasıyla ortaya çıkmış bir siyasi partiyiz’
“Bizim bu iddialarımız devam ediyor, değişmeyecek ve
inşallah biz bir gün bu ülkeyi yöneteceğiz. İktidara talibiz biz. Onun için çalışıyoruz.
Biz bir düşünce kuruluşu değiliz. Biz bir vakıf değiliz, dernek değiliz. Biz
STK da değiliz, biz bir siyasi partiyiz. Ve bu ülkeyi yönetme iddiasıyla ortaya
çıkmış bir siyasi partiyiz.”
 
‘Demokrasi talebi
daha çok orta sınıftan gelir orta direği çökertiyorlar’
“Demokrasi talebi daha çok orta sınıflardan gelir biliyorsunuz, şimdi orta
direği çökertiyorlar. Bugün asgari ücretle geçinen herkes aşırı yoksulluk
içerisinde yaşıyor. Bugün asgari emekli maaşı alan 7500 lira alan
emeklilerimizin hepsi aşırı yoksulluk içerisinde yaşıyor. Onlara ne yapıyorlar?
Özellikle maaş almayan yoksul kesime koliler, paketler, destekler, yani
diyorlar ki ‘Sen AK Parti'ye üyeysen bu yardımı alırsın.’ Zenginler iktidardan
bir şekilde nemalanıyor. Yoksullar da mecbur kalıyor iktidara.  Dolayısıyla
demokrasi talebi ülkede azalıyor. İşte biz, o demokrasi talebini hep canlı
tutacağız. İnadına inadına canlı tutacağız ve orta direği yeniden ayağa
kaldırmak için, orta sınıfı yeniden ayağa kaldırmak için de her türlü çabayı
sonuna kadar göstereceğiz.”
 
‘Sonradan ortaya çıkan protokole üzüldüm’
Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal
Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında protokol
yapıldığının ortaya çıkması hakkında konuşan Babacan, “14 Mayıs ile 28 Mayıs
arasındaki o duruş ve söylem değişikliğini biz kaygıyla takip ettik. Bir
tarafta da iki seçim arasında ‘Acaba birinci turda böyle oldu ama ikinci turda
değiştirebilir miyiz dengeyi’ diye bir gayret. Biraz kaygıyla izledik. Ümit
Özdağ ile sonradan ortaya çıkan protokolün var oluşuna ben tabii üzüldüm. Çünkü
şeffaflık, açıklık önemli. Hele hele bu ortak hareket eden, ortaklık akdi
üzerinde yürüyen partiler ve şahıslar için bu çok daha önemlidir” dedi.
Babacan
sözlerini şu şekilde sürdürdü:
‘AK Partili seçmen, ‘Ali Babacan'a bunu söyleyenler, CHP'nin olduğu ittifak
kazanırsa bize neler neler yaparlar’ diye düşünüyor’
"Özellikle seçim kaybedildikten sonra CHP'yi destekleyen medya, köşe
yazarları, yorumcular biz ve diğer partiler için şiddetli bir şekilde 'CHP
bunları niye taşıdı, CHP bunlarla niye beraber oldu, niye bu kadar milletvekili
verdi' dediler. Bu sesi çok çıkanlara soruyorum: CHP kendi başına bugün herhangi
bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye'nin tümü için kazanması mümkün mü?
Ya siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi? Bu ülkede ekseriyetin
durduğu bir yer var.
 
AK Parti'ye oy veren seçmen şu anda 'Allah bizi korumuş' diyor. 'Demek ki o
zihniyet duruyor. Erdoğan'a karşı çıkıp parti kurmuş Ali Babacan'a bunu
söyleyenler, CHP'nin içinde olduğu ittifak kazanırsa bize neler neler yaparlar
diye düşünüyor AK Partili seçmen. İnanın bu dar ideolojik bakış olduğu sürece
iflah olmaz."
 
 
‘Tek başımıza kalsak da demokrasi için mücadele edeceğiz’
“Tek başımıza kalsak da demokrasi için mücadele edeceğiz. Çünkü Türkiye’de
gerçek anlamda demokrasi hakim olmadan, insanların fert fert kendini güçlü
hissettiği bir Türkiye'ye ulaşmadan bu ülkenin ekonomisi düzelmez hukuk,
adaleti de düzelmez, eğitim de düzelmez. ‘Önce insan’ demek zorundayız ve bu da
ancak ve ancak demokrasiyle mümkün.“
 
Habertürk TV'de Enine Boyuna programına konuk oluyorum https://t.co/296bZ5Muat
— Ali Babacan (@alibabacan) August 18, 2023